Unutkanlığı Normalleştirmeyin: Demansın Erken Belirtileri Ciddiye Alınmalı
08 Mayıs 2025, Perşembe - 16:03
Güncelleme: 08 Mayıs 2025, Perşembe - 16:03

- Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Alparslan Şahin:

- "Herkes ufak tefek şeyler unutuyor. Bu günlük yaşamımızı olumsuz etkilemiyor. Ama etkilemeye başladığı zaman veya yakın çevremiz de bizim unutkanlığımızdan haberdarsa onlar da bunu gözlüyorsa muhakkak ertelenmeden hekime gidilmeli"

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Alparslan Şahin, özellikle ileri yaşlarda görülen unutkanlığın normal karşılanmasının yanlış olduğunu vurgulayarak, bu durumun demansın erken belirtisi olabileceğini söyledi.
Prof. Dr. Şahin, “Herkes ufak tefek şeyleri unutabilir ve bu genellikle günlük yaşamı olumsuz etkilemez. Ancak unutkanlık yaşam kalitesini düşürmeye başladıysa ya da yakın çevre bu durumu fark edip dile getiriyorsa, mutlaka vakit kaybetmeden bir hekime başvurulmalıdır” dedi.

Uzun yıllardır demans, Alzheimer ve Parkinson hastalıkları üzerine çalışmalar yürüttüğünü belirten Prof. Dr. Şahin, yaşlılıkla birlikte gelen unutkanlığın toplumda doğal bir süreç gibi görülmesinin yanlış bir algı olduğunu söyledi.

“Yaşlı insanın bunamasının normal olduğu düşüncesi birçok toplumda var. Bu algı son yıllarda Alzheimer derneklerinin çalışmaları sayesinde azalsa da halen etkisini sürdürüyor” ifadelerini kullandı.

“İlaçlar Ömür Boyu Kullanılmalı”

Demans tanısı alan hastalarda en büyük sorunlardan birinin ilaç tedavisine uyumsuzluk olduğunu kaydeden Şahin, hastaların çoğunun ilaçları ya hiç kullanmadığını ya da kısa süre sonra bıraktığını belirtti.
“Oysa bu ilaçlar ömür boyu kullanılmalı. Ne yazık ki tanı konulan hastaların yalnızca yüzde 30-40’ı ilaçlarını düzenli olarak kullanıyor” dedi.

Alzheimer’dan Korunmak İçin Yaşam Tarzı Önerileri

Alzheimer hastalığından tam anlamıyla korunmayı sağlayacak bir yöntem olmadığını dile getiren Prof. Dr. Şahin, bazı yaşam tarzı alışkanlıklarının hastalık riskini azaltabileceğini söyledi.

“Sosyal olmak, sağlıklı beslenmek, okumak, yazmak, hobilerle ilgilenmek gibi faaliyetler koruyucu faktörlerdir. Hipertansiyon, diyabet gibi hastalıkların iyi yönetilmesi de semptomları hafifletebilir” dedi.

Yeni İlaçlar Umut Veriyor Ancak Etkileri Sınırlı

Alzheimer tedavisinde 2000’li yıllardan bu yana bazı ilaçlar kullanıldığını ifade eden Şahin, son dönemde ABD’de FDA tarafından onaylanan iki yeni ilaca dikkat çekti.

“Bu ilaçlar, hastalığın fizyopatolojisine yönelik geliştirildi. Hayvan çalışmalarında etkili oldu ancak insanlarda aynı sonuçlar alınamadı. Etki oranları yaklaşık yüzde 30. Üstelik oldukça pahalı. Türkiye’de de bir firma başvuru yaptı, sonucu bekleniyor” dedi.

"Aktif Yaşam Beyni Korur"

Prof. Dr. Şahin, aktif bir yaşam tarzının hem kalbe hem de beyne iyi geldiğini belirterek, şu önerilerde bulundu:

“Kolesterolü düşük yiyeceklerle beslenmek, Akdeniz tipi diyet uygulamak, spor yapmak, sosyal etkinliklere katılmak gibi alışkanlıklar erken yaşta başlandığında daha etkili olur. 60’lı-70’li yaşlarda başlamak geç kalınmış olabilir. Genç yaşlardan itibaren bu yaşam tarzını benimsemek daha koruyucu olur.”

Takviye ürünler konusunda da uyarılarda bulunan Şahin, “Omega-3, ginkgo biloba, ceviz ya da bazı baharatlar gibi maddelerin Alzheimer üzerinde etkili olduğuna dair güçlü bilimsel kanıt yok. Binlerce kişi üzerinde denendi ama yararlı olduğu gösterilemedi” diye konuştu.

"Genetik Yatkınlık Riski Artırıyor"

Her unutkanlığın demans belirtisi olmadığını ancak yine de değerlendirilmesi gerektiğini belirten Şahin, genetik faktörlere de dikkat çekti:

“Genetik geçiş oranı yüzde 3-5 civarında. Ancak ailede, özellikle birinci derece yakınlarda Alzheimer hastası varsa, bu kişilerin hastalığa yakalanma riski iki katına çıkıyor” dedi.

"Unutkanlık Yaşam Kalitesini Etkiliyorsa Hekime Başvurulmalı"

Prof. Dr. Şahin, sözlerini şöyle tamamladı:

“Kronik uykusuzluk, kötü beslenme, sigara ve alkol gibi zararlı alışkanlıklar doğrudan demans yapmaz ama riski ciddi şekilde artırabilir. Bu nedenle yaşam kalitesini bozan her unutkanlık ihmal edilmeden bir hekim tarafından değerlendirilmelidir.”