22 Temmuz Dünya Beyin Günü’nün ana teması, bu yıl Dünya Nöroloji Federasyonu ve Dünya Baş Ağrısı Cemiyeti tarafından migren olarak belirlendi. Ülkemizde Türk Nöroloji Derneği ve Türk Algoloji Derneği tarafından ortak olarak ilk kez aynı mesajlarla tüm Türkiye’de halka açık yapılan eğitim toplantılarında, konuya ait farkındalığın artırılması hedeflendi.
Samsun’da da 22 Temmuz Dünya Beyin Günü vesilesiyle Türk Nöroloji Derneği ve Türk Algoloji Derneğince "migren" ana temalı halka açık eğitim toplantısı gerçekleştirildi. Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezi’ndeki toplantıda Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Algoloji Bilim Dalından Prof. Dr. Fatih Özkan, Nöroloji Anabilim Dalından Prof. Dr. Murat Terzi ve Sinir Bilimleri Anabilim Dalından Dr. Öğr. Üyesi Faruk Tan konuşmacı olarak yer aldı.
Toplantının ilk konuşmasını yapan OMÜ Tıp Fakültesi Sinir Bilimleri Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Faruk Tan, beyin hakkında bilgiler verdi. Beyinde yaklaşık 100 milyar civarında nöron olduğunu ve her bir nöronun bin ila 10 bin nöronla ilişki kurduğunu belirterek “Ortada müthiş bir bilgi havuzu var. Bu akıl alır gibi değil. Beyinde 160 gram yağ, 110 gram protein, bir miktar tuz ve 1 litre su var. Bunları karıştırıyoruz. Dünyanın neresine giderseniz gidin, beynin yapısında bunlar var. Bunlar hemen hemen herkesin istisnasız mutfağında olan temel gıdalar; karıştırdığınızda alın size beyin. Peki niye biz o zaman mutfakta beyin yapamıyoruz? Hâlâ sırrı çözülemedi. Çünkü bu çözeltinin içinde can var. Varlığını hepimiz biliriz. İnkâr eden yoktur fakat nerede olduğunu kimse gösteremiyor. ‘Canım yanıyor’ dendiğinde inanıyoruz fakat neresi olduğu belli değil. Ama varlığını biliyoruz. İşte beynin; esasında uzaya roket göndermek, yeni bilişim teknolojileri çıkarmak gibi bir görevi hayranlık uyandırabilir. Beynin birinci görevi bunları yapmak değil, beynin birinci görevi hayatta kalmamızı sağlayan donanım merkezi fonksiyonunu üstlenmesidir.” dedi.
OMÜ Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Murat Terzi ise migrenin tedavisi hakkında detaylar paylaştı. Migren tanısını koymak için hastayı dinlemenin şart olduğunu ifade eden Terzi şunları dile getirdi: “Bir erişkin hasta günde 2 litre su içmeli. Su içmeyle beraber tedavi ettiğimiz hasta var. Hasta diyor ki: ‘hocam benim başım ağrıyor’. ‘Su tüketiyor musun’ diyorum, ‘yok’ diyor. ‘Günde 2 litre su iç, gel’ diyoruz. 1 ay sonra geldiğinde ise başının ağrımadığını söylüyor. Bu ve buna benzer şeyleri önemsemeden, isterseniz bir kutu ilaç için, bunun hiçbir faydası yok. Migren belki tamamen ortadan kaldırılan bir hastalık değil, ama tedavi edilebilir bir hastalık. Hastaların ağrı sıklığını ve şiddetini azaltabiliyoruz. Hastayı, eskisi kadar sık ve şiddetli bir baş ağrısı olmadan günlük işlerine devam edebilecek duruma getirebiliyoruz. ‘Beslenmene dikkat et. Çok su tüket. Açık havada yürüyüş yap. Cep telefonu ve bilgisayardan uzak dur’ gibi önerilerimiz oluyor. Bunun yanın da tabii bazı ilaçlar da veriyoruz.”
OMÜ Tıp Fakültesi Algoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Fatih Özkan da migrenin hayatı tehdit eden ölümcül bir hastalık olmadığını ancak Dünya Sağlık Teşkilatına göre acil olarak önlem alınması gereken 10 hastalık içerisinde olduğunu vurguladı.
Öte yandan Prof. Dr. Özkan, baş ağrılarının nedenlerine dikkat çekerek 290 tip baş ağrısı olduğunu migrenin ise 27 alt başlığa ayrılabildiğini aktardı.
Ağrının vücutta uyarı verici bir sinyal olduğunu, ağrılı olan bölgede sıkıntıya işaret ettiğini belirten Özkan, devamında "Migren hayatı tehdit eden bir hastalık değil ama Dünya Sağlık Teşkilatı, acil önlem alınması gereken 10 hastalık içine alıyor. Bu düşünceyle Dünya Beyin Günü'nü migrene atfettiler. Bunla ilgili bir farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Zira insanların bilinçlenmesi ve bu rahatsızlığı tetikleyen konulardan uzak durulması hâlinde migren korkulu bir hastalık olmaktan çıkacaktır.” diye konuştu.
Eğitim toplantısında ayrıca, migrenin; tüm dünyada en yaygın beyin hastalığı olduğu, ağrıya bağlı olarak kişinin yaşam kalitesini azaltabildiği, ülkemizde her 5 kadının ve her 10 erkeğin birinin migren türü baş ağrısına maruz kaldığı belirtildi. Konuşmalarda bunların yanı sıra, migrende yaşanan baş ağrısı ve ilgili sağlık sorunlarına bağlı olarak yaşam kalitesinin düştüğü vurgulanırken baş ağrısı durumunda gereksiz ve uygun olmayan ağrı kesici kullanılmaması gerektiği uyarısı yapıldı.
Migren ve diğer baş ağrıları hakkında bilgi verilen toplantıda her baş ağrısının migren olmadığı ve mutlaka doktor tarafından tanı konup uygun tedavilerin önerilmesi gerektiği konusu üzerinde de duruldu. Migren ve baş ağrısı olan kişilerin günlük hayatlarında dikkat etmeleri gereken durumların ve uygun tedavi yöntemlerinin aktarıldığı toplantıda katılımcıların soruları, panelistler tarafından cevaplandırıldı.
Hastaların ilgili bilim insanları ile bire bir iletişim kurmasına fırsat veren bu toplantıda, migren ve diğer baş ağrılarının bilimsel bilgiler ışığında teşhis ve tedavi edilmesi konusunda önemli bir farkındalık yaratıldı.
Toplantıya ayrıca, vatandaşlar katıldı.
İhlas Haber Ajansı (İHA)