Ülkemizde ilk olarak 1932 yılında gerçekleştirilen Birinci Türk Dil Kurultayı’nın açılış günü olan 26 Eylül, o günden bu yana Dil Bayramı olarak kutlanmaktadır. Bugün ise Dil Bayramı’nın 87. yılını idrak ediyoruz.

Çok uluslu bir imparatorluktan ulus olma bilincimizin âdeta topraktan filizlenerek vücut bulduğu bir süreçte Türk dili; bu topraklar üzerinde yaşayanların, bu toprakların ve insanlarımızın tarihin derinliklerinden ve yaşanmışlıklardan süzülerek getirdiği ortak kültür ve tarih mirasına aidiyet duyanların, kendilerini gerçek manada bir milletin fertleri olarak hissetmelerinde en önemli bileşenlerin başında gelmektedir. Dil, bir milleti bir arada tutan öylesine güçlü bir ögedir ki; hem gündelik yaşamın her anında hem de nesillerin yetiştirilmesi sürecinde ortak bir millete ait olma bilincinin geliştirilebilmesi ve sürdürülebilmesi için âdeta güçlü bir tutkal vazifesi görmektedir.

Öte yandan her biri kendi içinde değerli olan yerelliklerin, bütün engelleri ve elverişsiz durumları aşarak ortak bir aidiyet çatısı altında buluşabilmesi, ortak bir kimliği tesis edebilmesi ve bir yurttaş bilincine kavuşabilmesi de ancak ve ancak dilimiz – Türkçemiz sayesinde hayat bulmaktadır. Bu anlamda dilimiz, âdeta nefes gibi yaşam için, aynı milletin fertleri olduğumuzu, aynı kaderi paylaştığımızı nesiller boyunca hissedebilmek için, milletimizin çetin koşullar altında varlığını sürgit güçlü kılabilmesi için olmazsa olmazlarımızdandır.

Bu duygu ve düşüncelerle 26 Eylül Dil Bayramımızı 87. yılında en içten dileklerimle kutluyorum.

Prof. Dr. Sait Bilgiç
Rektör