Bundan tam 24 yıl önce 11 Temmuz 1995 tarihinde Avrupa’nın göbeğinde, bütün dünyanın gözleri önünde Sırp işgalciler tarafından 20. yüzyılın en büyük insanlık ayıbı ve katliamı olarak Srebrenitsa soykırımı gerçekleştirilmiştir.
Bosna-Hersek’in işgale maruz kaldığı süreçte 1993 yılında Birleşmiş Milletler’in Srebrenitsa kentini güvenli bölge olarak ilan etmesine ve BM Koruma Gücü tarafından kentin koruma altına alınmasına rağmen Sırp işgalciler, 11 Temmuz 1995’te Srebrenitsa’yı işgal etmiştir. Barış ve huzuru sağlaması için görevlendirilen Birleşmiş Milletler’in Barış Kuvveti olarak kentte bulunan 600 kişilik Hollanda Askeri Birliği, insanlıktan nasibini almamış Sırp işgalcilerin önünden çekilerek büyük bir vahşetin yaşanmasına sessiz kalmış ve bu insanlık ayıbına dolaylı olarak ortak olmuştur. İnsan haklarına yönelik çifte standardın, medeniyetin beşiği olarak lanse edilen Avrupa’nın “medeniyet” kaybının ve savaş suçlarının en karakteristik tarihsel örneği hâline gelen bu menfur hadise, 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’da yaşanmış en büyük soykırım niteliğini de taşımaktadır. Akla ve vicdanlara sığmayan bir kin ve nefretle, sistematik biçimde hareket eden Sırp işgalciler; bebek, çocuk ve kadın ayrımı yapmaksızın 12 bine yakın Boşnak’ı vahşice katletmiş, toplu mezarlar oluşturmuş, 30 bin civarında Müslüman’ı şiddetin her türlüsüyle etnik temizliğe maruz bırakmış ve Türk-Boşnak-İslam eserlerini tahrip etmişlerdir. Kin, gaddarlık, kötülük, nefret ve pespayelikle örülü bu vahşet öylesine büyük boyutlardadır ki, bu tarihsel andan çok sonraları bile Bosna’daki katliamın dehşetini ve boyutlarını yansıtan toplu mezarlar bulunmuştur.
Dünyanın seyirci kaldığı, Avrupa’nın “akıl tutulması” yaşadığı Srebrenitsa soykırımını 24. yıl dönümünde de asla unutmayacağız. Bu süreçte Türklere ve Müslümanlara yaşatılan vahşet karşısındaki suskunluğu aynı kararlılıkla kınıyor; bu katliamda yaşamlarını kaybederek Rahmet-i Rahman’a kavuşan tüm kardeşlerimizi saygı ve rahmetle anıyorum.
Prof. Dr. Sait BİLGİÇ
Rektör