Yıllardır açık hapishane hayatı yaşayan Gazzelilere karşı İsrail tarafından yapılan hayâsız saldırılar, savunma refleksini çoktan aşmıştır. İsrail, Birleşmiş Milletler dâhil bütün dünyanın gözleri önünde savaş hukukunu da uluslararası hukuku da insan haklarını da göz göre göre çiğnemekte; gözü dönmüş bir cânî gibi camileri, kiliseleri, okulları, hastaneleri bombalamaktadır. Çocuklar, kadınlar, yaşlılar, hastalar öldürülmekte; sağlık, elektrik, eğitim gibi temel haklar bir yana, açlığa ve susuzluğa mahkûm edilmektedir. Saldırılar, savunma hakkını çoktan aşmıştır. Öfkesini mazlûmlardan çıkarmayı âdet hâline getirmiş olan İsrail, Gazze’de yaşananları, yıllardır gördüğü rüyayı ve sinsi planlarını hayata geçirmek için tarihî fırsat olarak görmektedir. Masûm insanların evlerini ve yurtlarını bırakıp göçe zorlanmasının gerçek sebebi, İsrail’i yönetenlerin doymak bilmez emperyalist iştahlarıdır.
Bir üniversite olarak insanlığı daha büyük felaketlere sürükleme potansiyeli taşıyan saldırıların bir an evvel durdurulması gerektiği kanaatindeyiz. Adaletli ve kalıcı çözüm, 1967 sınırları esasında başkenti Doğu Kudüs olan tam bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıdır. Uluslararası antlaşmalarda alınan kararlar ve BM’nin mükerrer kararları artık uygulanmalıdır.
Dünya bir kan gölüne dönmeden zulüm durdurulmalıdır. Gazze sokaklarında ve Gazzelilerin yüreklerinde başlayıp dünyanın dört bir yanındaki insaf ve vicdan sahibi yüreklerde büyüyen yangın, bütün dünyayı sarmadan ve Gazze’de akan kan bütün insanlığı boğmadan adalet sağlanmalıdır. Huzur ve barış, İsrail’in ölçülemez öfkesine ve gittikçe bir soykırıma dönüşmekte olan emperyalist hedeflerine feda edilmemelidir.
İnsanlık onuru için, sadece bölgenin değil bütün dünyanın huzuru için Birleşmiş Milletler ekseninde bütün medenî dünyayı adalete, sağduyuya ve insafa davet ediyoruz.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi