Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, Moldova’nın Gagavuzya Özerk Bölgesindeki Komrat Devlet Üniversitesinin 32. Kuruluş Yıldönümü vesilesiyle gerçekleştirilen “Bilim, Eğitim, Kültür” Konferansına çevrimiçi olarak katıldı.
Komrat Devlet Üniversitesinin gerçekleştirdiği etkinlik, milli marş okunmasının ardından Türkiye’deki deprem felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlar için saygı duruşuyla başladı.
Açılış konuşmasını gerçekleştiren Komrat Devlet Üniversitesi Rektörü Doç. Dr. Sergey Zahariya, Türkiye’de hayatını kaybeden vatandaşlar için başsağlığı dileyerek başladığı konuşmasına üniversitenin kuruluş hikayesini anlatarak devam etti ve etkinliğe katılan herkese teşekkür etti.
Komrat Devlet Üniversitesi Rektörü Doç. Dr. Sergey Zahariya’ya davetleri için teşekkürlerini ileten OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, “Türkiye’den öncelikle Gagavuzya Başkanım, Meclis Başkanım, Büyükelçilerim, Rektör hocam ve çok değerli katılımcılar, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Böylesine güzel bir üniversitenin, 32. yıldönümünü kutlamaya katılmak benim için bir onur meselesidir. Öncelikle davetleri için Rektör hocama çok teşekkür ediyorum. Kuruluşunun 32. yılında Comrat Devlet Üniversitesi kutlama töreninin, devletin en üst düzeyde temsilcileriyle kutlanması sevindirici bir gelişmedir. Çünkü bize bu üniversitenin, üniversite de üretilen bilginin ne kadar değerli ve önemli olduğunu gösteren bir katılımdır.” dedi.
Deprem felaketi hakkında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Yavuz Ünal, “Türkiye’de son günlerde yaşanan büyük felaketi, devlet hazır olmasına, özellikle son birkaç yıldır bu felaket için yapılan eğitim ve organizasyon şemaları oluşturmalarına rağmen felaketin büyüklüğü hepimizi derinden üzdü. Bu üzüntünün Gagavuzya’da da en az bizim hissettiğimiz kadar derinden hissedildiğini biliyorum. Bu duygunun bu kadar içten hissedilmesi ve herkesin elinden geleni yapmak için seferber olmasının nedeni, kendi içimizde yaşadığımız paylaştığımız kültür ve tarih birliğinin benzerliği bizim şu an aynı duyguyu ve hissi paylaşmamıza neden oluyor. Dolayısıyla kültürün ne kadar etkili ve önemli olduğunu biz bir kez daha gördük. Dua eden, destek veren, katkı sağlayan, Türkiye’ye yüzünü dönen kardeşlerimizin yaşadığı sıkıntılara gönülden katılan kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Ümit ediyorum böyle bir felaketi hiçbir insanlık bir daha yaşamaz. İnsanlık tarihinde nadir görülen, bilimsel olarak da izahı zor olan ve üzerinde çalışma yapılması gereken bir olay.” diyerek destekleri için Gagavuzya Özerk Bölgesine teşekkürlerini iletti.
Bu birlik ve beraberliğin gelecek nesillere de aktarılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Yavuz Ünal, “Hazırlıklı olunmasına rağmen coğrafyanın çok geniş olması, daha doğrusu depremin yüzeye, yerleşim bölgesine yakın olması ve nüfusun da çok olmasıyla büyük bir travma yaşandı. Millet olarak bir travma yaşadık. Güzel olan devletimiz ve milletimizle bu yarayı sarmak için ilk andan itibaren seferber olundu. Herkes elindeki bütün imkanı o bölgeye sevk etti. O bölgedeki insanların diğer bölgelere gönderilmesiyle zor durumda olan depremzedelerin hem sağlıkları hem barınmaları hem de yeme-içme ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik bir çaba içerisine girildi. Bu duygularla bu hisleri bizlerle paylaşan devletin bütün yönetim kademesindeki bürokratlarımıza teşekkür ediyorum. Aynı sese, duyguya aynı tepkiyi verdiğimiz bir şey. Miras aldığımız kodların ve bu kodların korunması halinde bizden sonraki nesillerimizin de aynı hisleri paylaşacağını açık bir şekilde beyan ediyorum. Değerli dostlar bu kültürün eğitimlerle devam etmesi gerekiyor. Dünyada yaşanılan şeylere baktığımızda eğitime ve eğitim aracılığıyla üretilen bilime her zamankinden çok daha fazla ihtiyaç duyacağız.” ifadesinde bulundu.
İki üniversitenin birbirleriyle kuvvetli bir iletişim ağının olduğunu ve uzun süredir düşünülen öğrenci transferini yakın tarihte gerçekleştirmek istediklerini dile getiren Prof. Dr. Yavuz Ünal, “Sergey hocam ile yaptığımız çalışmalar sonucunda Gagavuzya’dan 7 tane öğrenci arkadaşımızı üniversitelerimizin yaptığı çalışmalar için 2 aylığına Türkiye’ye kabul ettik ve bunların uluslararası ilişkiler gibi farklı alanlarda üst düzey bir şekilde staj yapmasını ve daha sonra ülkelerine döndüklerinde o bölgenin gelişimine katkı sağlamasını arzu etmekteyiz. Bundan sonra yaptığımız Erasmus programlarımıza alıp bu programlarımızda beraber olmayı arzu ediyoruz.” diyerek öğrencileri müjdelendirdi.