Yaptığı haberlerle Türkiye’de gündem oluşturan, başarılarla dolu kariyerinde onlarca ödüle uzanarak duruşu ve tavırlarıyla fark yaratan, ekranların beğenilen yüzü Star TV Haber Genel Yayın Yönetmeni Nazlı Çelik, Ondokuz Mayıs Üniversitesinin konuğu oldu.
OMÜ’de 2 ayda bir düzenlenen Ondokuz Mayıs Söyleşileri kapsamında öğrencilerle buluşan ünlü haberci Nazlı Çelik; teması “medya” olan ve “Nazlı Çelik ile Haberin Ötesi” başlığıyla gerçekleştirilen bu ayki söyleşide; çocukluğundan meslek yaşamında tanık olduğu olaylara, kişisel özelliklerinden hayata bakışına kadar onlarca konuyu katılımcılarla paylaştı.
OMÜ Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen ve Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç, akademisyenler ile salonu tamamen dolduran öğrencilerin katılımcı olarak yer aldığı söyleşide Star TV’nin beğenilen ismi Nazlı Çelik büyük bir ilgi ve coşkuyla karşılandı.
Sunuculuğunu OMÜ İletişim Fakültesi öğrencilerinin yaptığı söyleşide Nazlı Çelik, Kurtuluş Savaşı’nın sembol şehri Samsun’da öğrencilerle bir araya gelmenin kendisi için çok büyük gurur ve mutluluk olduğunu vurgulayarak katılım gösterenlere teşekkürlerini sundu. “Bu söyleşinin sonunda azıcık da olsa sizlere dokunabilirsem, anlattıklarımdan aklınızda bir cümle, bir kelime bırakabilirsem o zaman ne mutlu bana” diyen Nazlı Çelik konuşmasında çocukluk dönemi, aile ve okul hayatıyla ilgili detaylara yer verirken “Hayatımda hep kendi ayaklarımın üzerinde durmayı öğrendim. Televizyoncu olmayı istedim ama hiçbir zaman ekranın önünde olayım diye bir planım ve gayem yoktu aslında. Üniversiteyi de alelacele bitirdim, sanki ilerisini görmüş gibi. Televizyon, video ve prodüksiyon üzerine eğitim aldım ve bunun yanı sıra bir de psikoloji okudum. Psikoloji eğitimimin; hayatıma nasıl yansıyacağını, meslek hayatımda ne kadar etkili olacağını o zamanlar kestirememiştim.” dedi.
Söyleşisinde birey olarak hep bir meraka ve araştırmacı bir ruha sahip olduğuna işaret eden ünlü spiker ve haberci Çelik, muhabir olarak polis-adliye alanında uzmanlaştığını belirterek “Bu alanların, içimdeki araştırmacı ruhu beslediğini düşünüyorum. Çok kritik davalar takip ettik o dönemde, diğer yandan çatışmalar, bombalamalar ve diğer olaylar arasında aslında bir anlamda hayatı kovaladık. Bir yandan da insanların hayatına temas etmiş olduk. NTV ve CNBC gibi tematik kanallarda ajans mantığıyla hareket ettiğimiz için canlı bir muhabirlik hayatımız vardı. Ancak Star TV’ye geçmem ile birlikte hayatımda yeni bir dönem başladı. Hazırladığım gece haberlerinde biraz bocaladım çünkü çok geniş bir yelpazede konukları ağırlıyorduk. Sonrasında haberin her alanında bulundum.” şeklinde konuştu.
Konuşmasında iletişim öğrencilerine telkin ve tavsiyelerde bulunan Nazlı Çelik “Bu meslekte gecemiz gündüzümüz yok. Çok yoğun bir tempo içindeyiz. Kamu dairesi gibi değil, bu işin saati yok. Ben hiçbir yılbaşını ya da bayramı ailemle geçirdiğimi hatırlamıyorum. Bu meslekte kadın erkek ayrımı söz konusu değil, o güç ve cesaret sizin yüreğinizde. Ben kadınların kalbine, güçlerine, kalemlerine güveniyorum. Elbette erkeklerin de bültenimize yaptığı katkılar yadsınamaz ama kadınların bakış açılarıyla hazırladıkları haberlerin farklı olduğunu düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
Meslek hayatında birçok yaftalama ile karşı karşıya kaldığına dikkat çeken ve hâlâ birçok davadan yargılandığına işaret eden Nazlı Çelik devamında “Kutuplaşmanın bu kadar yoğun hissedildiği bir dönemde herkesin sizi bir yerlere çekmesi çok kolay. Her mesleğin bir zorluğu vardır, bunlar da bizim mesleğin bir sınavı. Bir şeyler yapıyorsanız, elbette birilerinin hoşuna gitmeyecek. Ama her zaman söylüyorum: Hangi partiye oy verirseniz verin, hangi düşünceyi benimserseniz benimseyin ama vatanınızı, ülkenizi, milletinizi, bayrağınızı sevmek partilerüstü bir durum. Çünkü bizlerin, bu ülkenin topraklarında doğup büyüyen ve yaşayan bireyler olarak her zaman o vefa borcumuzu kalbimizde taşıyor olmamız lazım.” diye konuştu.
Söyleşiye öğrencilerin sorularını alarak interaktif bir şekilde devam eden ünlü haberci Nazlı Çelik hayata bir kez daha gelmiş olsa yine gazeteciliği tercih edeceğini belirtirken “Bu biraz kalple alakalı, bu işe aşkla bağlı olmak gerek. Bu işin manevi tatmini var; almış olduğunuz alkış ve ödüllerle, gelen mesajlarla, geri dönüşlerle. İnsanların hayatlarına dokunmuş olabilmek bile benim için çok önemli ve değerliydi. Bazen ‘aman yeter, artık burada da bırakmak istiyorum’ dediğim oldu ancak tamamiyle o cesareti kendimde bulamadım. Mesleğimize bir şeyler katmamız lazım. Benim en önemli hayalim, bugünü dünden daha verimli kılmaktır. Hep içe dönük bir rekabet yaşarım.” ifadelerini kullandı.
Özel haber yaparken nelere dikkat ettiğine dair soruyu ise Çelik şöyle cevapladı: “Objektif ve tarafsız olmaya çok dikkat ediyoruz. Objektif olmak, gazetecilik ve yayın ilkeleri açısından son derece kritik ve olmazsa olmaz evrensel bir kural. Özel haberlerimizde kırmızı çizgilerimiz var: Kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet, şehit haberleri. Bunlar millî birlik ve bütünlüğümüze zarar vermeyecek haberler.”
Nazlı Çelik siyasete girip girmeyeceğine yönelik soruyu da “Evet siyasete girmek için teklifler aldım ancak bu alana girmeyi hiç düşünmüyorum. Mesleki kariyerimde, planlamamda siyaset hiç olmadı. Sanıyorum siyaset uzaktan seyredince çok daha keyifli, içinde olmak istemiyorum.” şeklinde değerlendirdi.
Keyifli ve dopdolu geçen söyleşinin ardından söz alan Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç ise böylesine güzel bir sohbetin gerçekleşmesinde emeği olan çalışma arkadaşlarına şükranlarını sunarak “Bu kadar yoğun temposu içerisinde gelip bizlerle bu anlamlı ve samimi söyleşiye imza atan Nazlı Çelik’e çok teşekkür ediyorum. Allah yolunu açık etsin ve başarılarını daim kılsın. Biz bugün burada özgür bir şekilde toplanabiliyorsak üzerinde yaşadığımız toprakları vatan hâline getiren nice şehitlerimiz sayesindedir. Aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Dileğim şudur ki kahramanlarımız hep ölerek olmasın. Bizi buna mahkûm eden şartları yok edecek güçlü bir Türkiye için üzerimize düşen vazifelerin farkında olmalıyız. Bu anlamda çok çalışmalı ve çok üretmeliyiz. Düşmanımızın elindeki silah güçlü olduğu müddetçe ne kadar kınarsak kınayalım, ne kadar lanetle anarsak analım o silahlar üzerimize hep doğrultulacak. Onların geri püskürtülmesinin tek yolu; bizim hem birlik-beraberlik içerisinde olmamızdan hem de çok çalışmamızdan geçiyor. Siz sevgili gençlerin de bunun farkında olduğundan eminim. Bunun gereğini yerine getirdiğimizde inşallah bu salonlarda kahramanlarımız denildiğinde, gecesini gündüzüne katarak nice buluşlar gerçekleştiren bilim insanlarını ve toplumun nice başarılı önderlerini anmış olacağız.” sözlerine yer verdi.
Rektör Bilgiç sonrasında, konuk Nazlı Çelik’e, adını Üniversitede yaşatacak fidanın sertifikasını teslim edip çiçek takdim etti. Eğitim Fakültesi Resim-İş Öğretmenliği öğrencisi Emirhan Bıçakçı ise küçük bir sürpriz yaparak ünlü haber spikerini resmettiği kara kalem çalışmasını Nazlı Çelik’e hediye etti.
Program toplu hatıra fotoğrafı ile sona erdi.