Rektör Ünal, ‘Din ve Değer Olarak İslam Konferansı’na Konuşmacı Olarak Katıldı
24 Mayıs 2024, Cuma - 11:39
Güncelleme: 24 Mayıs 2024, Cuma - 12:05

Ege Üniversitesi (EÜ) Birgivi İslami Bilimler Fakültesi tarafından “Din ve Değer Olarak İslam” konulu konferans düzenlendi. EÜ Fen Fakültesi Konferans Salonunda gerçekleşen konferansta konuşmacı olarak Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal yer aldı.

Etkinliğe; Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, EÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mehmet Ersan, Prof. Dr. Banu Yücel, Prof. Dr. İlkin Şengün, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Konferans öncesinde Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal ve İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’yi makamında ağırladı.

Etkinlik kapsamında konuşan Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, “İsrail’in 7 Ekim tarihinden bu yana, başta Gazze Şeridi olmak üzere Filistin’de masum sivillere yönelik gerçekleştirmiş olduğu saldırılar ne hukuki açıdan, ne insani açıdan ne de bugün konferansımızın da konu başlığı olan din ve değerler açısından kabul edilebilir bir durum değildir. İsrail, yıllarca abluka altında adeta açık hava hapishanesine dönüştürdüğü Filistin’e yönelik işgal niteliğindeki bu saldırıları daha fazla insanlık dramına yol açmadan bir an önce sona erdirilmelidir.  Hayatını kaybeden tüm Filistinli kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum” dedi

“İslam dini, köklü ve evrensel bir değerler sistemi sunar”

İslam dininin evrensel değerler sistemine sahip olduğunu dile getiren Rektör Prof. Dr. Budak, “İslam dini, hem bireysel hem de toplumsal yaşamı düzenleyen, köklü ve evrensel bir değerler sistemi sunar. Bu değerler sistemi, ahlaki, sosyal, ekonomik ve hukuki boyutlarıyla insan hayatının her alanına hitap eder. İslam'ın temel ilkesi tevhid, yani Allah'ın birliğidir. Bu inanç, Müslümanların hayatının merkezinde yer alır ve tüm değerlerin kaynağını oluşturur. Tevhid, insanları adalet, merhamet, dürüstlük ve sadakat gibi erdemlere yönlendirir. Bu erdemler, bireylerin hem Allah ile olan ilişkilerini hem de diğer insanlarla olan ilişkilerini düzenler. Adalet, merhamet, şefkat İslam'da merkezi değerlerdir. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed, hayatı boyunca merhametiyle örnek olmuş ve ümmetine bu değeri benimsemelerini öğütlemiştir.” dedi.

Rektör Prof. Dr. Budak,  “İslam'ın sunduğu değerler sistemi, bireylerin hem Allah ile hem de birbirleriyle olan ilişkilerini düzenlerken, toplumsal hayatı da adalet, merhamet, dürüstlük ve sosyal sorumluluk temelinde inşa eder. Bu değerler, evrensel nitelikleriyle çağlar boyunca insanlığa rehberlik etmiştir ve etmeye devam etmektedir. Sözlerime son verirken konferansın hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Bugün konferansımızı katılımları ve sunumlarıyla onurlandıran OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal hocamızı üniversitemizde ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz.” diye konuştu.

Konuşmaların ardından OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, “Din ve Değer Olarak İslam” adlı konferans gerçekleştirdi. Sözlerine Filistin’de yaşanan saldırılara değinerek başlayan Prof. Dr. Ünal, “Bugün dünya üzerinde insanlık tarihinin nadir göreceği bir dram yaşanıyor. Bu bir insanlık suçudur, soykırımdır, katliamdır. Hakkın ve hakikatin hâkim olduğu, Filistin’in özgür bir devlet ile yaşam hakkını elde edebildiği bir dünya temennisinde bulunuyoruz” dedi.

“Allah, insanı özel bir varlık olarak tanımlıyor”

Din, İslam ve değer kavramlarından bahseden Prof. Dr. Yavuz Ünal, “Din nedir sorusuna pek çok farklı cevap verilebilse de benim en doğru bulduğum tanım, din kişinin kendi iradesiyle dünyada ve ahirette onun ferahını, huzurunu ve kurtuluşunu sağlayan sistemdir. Burada kişinin kendi iradesi devreye girer ve bu iradenin aslında Kuran-ı Kerim’de net bir şekilde yansıdığını gözlemleyebiliriz. Dinde bir zorlama yoktur ve siz bu dini kabul etmek zorunda değilsiniz. İradenizi kullanıp bu dini kabul ettikten sonra ise bir süreç başlar ve gerekli sorumluluklarınız vardır. Değer dediğimiz kavram ise kendisine anlam yüklediğiniz, sizin için anlamlı olan, eksikliğini hissettiğiniz, ona sahip olmadığınızda içinizde oluşan boşluk hissidir diyebiliriz. Din olarak bir değer olarak İslam nedir diye baktığımızda ise ilk önce aidiyet kavramı ortaya çıkıyor. Birinin Müslüman olarak tanımlanabilmesi için bir çerçeve ya da bir değerler ve inanç skalasına sahip olması gerekiyor. Bunların bütününe inanç esasları diyebiliriz. Fakat inanç esaslarının sadece bir bilgi olarak düşünmemek gerekiyor. İslam dediğimiz şey bir sistem bütündür. Bütün inanç sistemlerinin kendisine özgü kimliği ve kendisini tanımlama biçimi vardır. İslam açısından baktığımızda ise Allah bizi ve bütün mahlûkatı yaratıyor ve kâinatın içerisinde insanı özel bir yere koyuyor. İnsanı o kadar özel bir varlık olarak tanımlıyor ki benim halifemdir diyor. Bu sistem içerisinde ise bizden istediği bir şey var. Ben seni yarattım, seni yaratma nedenim ise bana kulluk etmen. Bunu yapıp yapmadığını görmek için ise kulluk olarak tanımlanan birtakım şeyleri yapıp yapmadığını değerlendireceğim diyor. İşte bütün sistem bunun üzerine kuruludur. Yarattığı insana imkânlar veriyor ve verdiği fırsatlar aslında imkânın bir biçimi. Hayatta karşılaştığımız sağlık, hastalık, fakirlik, zenginlik, iktidar ve bütün bunlarda aslında bu sistemin bir parçası. Bu sistem içerisinde hepsinin bir anlamı var.” diye konuştu.

“İnanç sistemi içerisinde 3 tane temel parametre var”

Prof. Dr. Ünal, “İslam hayatın tamamını kuşatan bir olgudur. Yükümlülük çağına geldiğimiz andan itibaren yerine getirmemiz gereken yükümlülüklerimiz vardır. Burada temel olan şey kabul veya ret etmektir. Burada sizi kabul etmek için zorlayacak herhangi bir mekanizma da yok. İnsanlık tarihinde zaten böyle bir örnek de yok. Fakat burada sizi zorlayan, aslında iç duygularınız, içgüdülerinizdir.  İnanç sistemi içerisinde 3 tane temel parametre vardır. Birincisi Allah inancı, ikincisi peygamber inancı ve üçüncüsü ise ahiret inancıdır. Eğer siz inanç sistemine kabul ediyorsanız, İslam’ın inanç sistemini kendi inanç sistemimiz olarak kabul edip kendinizi Müslüman olarak tanımlıyorsanız, bu 3 parametreye uymanız gerekmektedir.  İslam’ın şartlarına uymakta Müslümanlığın temelinde yer almaktadır. Bu şartlar yerine getirildiğinde sonuç olarak bir ahlak profili ortaya çıkıyor. Mesela zekât vermeyi ele aldığımızda, sahip olduğumuz malın, mülkün yüzde 2,5’lik kısmını ihtiyacı olana vereceksin, ihtiyacı olan birisiyle paylaşacaksın. Aslında yüzde 2,5 oransal olarak düşündüğünüzde bizim Rabbimizle olan ilişkimizi ve bu ilişkimizi güçlendirmeyi ifade ediyor. Bu şartların hepsinin bir anlamı ve bir değeri vardır. Hâkim olan duyguların hâkimiyetinden kurtularak insani değerleri okumak, kendi dışımızdaki mesela yolda kalanın, aç olanın, imkânı olmayanın yani sadece kendisini düşünen, kendisi için yaşayan, kendisi için isteyen değil de kendi dışındaki dünyayı da hesaba katan bir bireye dönüştürüyor bizi.  Bu sadece hayatın güzelleşmesi, toplumsal refahın denkleşmesi değil bunun çok daha ötesinde bir şey. Sonuç olarak eğer biz ne kadar kendi dışımızdaki dünyayla ilgiliysek ne kadar kendi dışımızdaki dünyadaki olumsuzluklara duyarlıysak insani değerlerimizde o kadar güçlü demektir. Kâinatın kusursuz bir düzeni var, bir mucizevi yaratılış var ve siz bunu okuduğunuzda bunun kendi kendine olamayacağını, bunun çok güçlü bir varlık tarafından yaratılmış olacağını düşünmemekte elde değildir.” diye konuştu.

Prof. Dr. Ünal, “Din ve Değer Olarak İslam” konulu sunumunun ardından katılımcıların sorularını yanıtladı. Konferans sonunda Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, Prof. Dr. Yavuz Ünal’a günün anısını hazırlanan hediyeyi takdim etti.

X
Secure Login

This login is SSL protected