MENU

Rektör Bilgiç: “5 Aralık Kadın Hakları Günü’nü kutluyorum”
05 Aralık 2019, Perşembe - 10:40
Güncelleme: 05 Aralık 2019, Perşembe - 10:40

Türk kadını, toplumumuzun tarihsel dinamikleri ve toplumsal örgütlenmesi içinde aktif bir rol üstlenmiş; emperyal güçlerin milletimizi ve vatanımızı esaret altına alma girişimlerinin yerle bir edildiği Millî Mücadele sürecimizde cepheye koşmuş ve Cumhuriyetimizin hayat bulduğu bir dönemde dünyaya göre oldukça erken sayılabilecek tarihlerde aktif mücadelesiyle siyasal haklarını alma başarısını göstermiştir.

Öyle ki; Türk kadını, milletinin siyasal, toplumsal, ekonomik ve kültürel kaderine yön verme sürecine ortak olmaya giden yolda ilk kazanımını 1930 yılında belediye meclisleri için seçme ve seçilme hakkıyla elde etmiştir. Ardından 1933 yılında kadınlarımız muhtar ve ihtiyar heyeti seçme ve seçilme hakkını da kazanarak yerel bağlamdaki siyasal söz sahibi olma kazanımlarını pekiştirmiştir. Nihayetinde 5 Aralık 1934 tarihinde Anayasa’da ve sonrasında ilgili kanunda yapılan değişiklikle ülkemizde kadınlar, genel seçimlerde de seçme ve seçilme hakkına sahip olarak siyasal haklarını ulusal ölçekte de temin etmeyi başarmıştır. Siyasal hakların kabul edilmesinin ardından ilk genel seçimler olan 1935 seçimlerinde ise 17 kadın milletvekili ilk kez Türkiye Büyük Millet Meclisine girerek haklarını hayata geçirmişler ve böylelikle “Hâkimiyet Milletindir” şiarı temsil bağlamında tam anlamıyla yerini bulmuştur.

Siyasal yaşamda Türk kadınının aktif bir rol üstlenebilmesinin önünü açan bu ilk adımların ardından tarihsel süreçte iş yaşamında kadının statüsünü ve konumu güçlendirmeye yönelik çeşitli tasarruflar da hayata geçirilmiş ve bu yönelim farklı toplumsal kesimler nezdinde güçlü bir çağrı ve irade olarak karşılık bulmuştur. Bununla birlikte Türk kadınının politik, toplumsal, ekonomik, siyasal ve kültürel yaşamda haklar ve sorumluluklar çerçevesinde aldığı yolun tahkim edilmesi, yaygınlaştırılması ve kültürel bir kod olarak yeni nesillere de nakşedilmesi gerekmektedir. Bunun temel dinamikleri ise eğitimden, aileden, sosyalleşme ve siyasal sosyalleşme süreçlerinden geçmektedir. Ancak bu şekilde, kadınların sahip olduğu haklar yelpazesi, toplumun kurucu ve vazgeçilmez bir bileşeni hâline dönüşerek yaşamın “olağan” bir parçası statüsüne erişebilecektir. Bu durum, kadınların eşit birer birey ve yurttaş olarak kabulünün yaşamın doğal bir örüntüsü olduğunu teyit etmek anlamına da gelmektedir.

Bu duygu ve düşüncelerle 5 Aralık Kadın Hakları Günü’nü kutluyorum.


Prof. Dr. Sait BİLGİÇ
Rektör

X
Secure Login

This login is SSL protected