AKADEMİSYENLER ANLATIYOR
OMÜ-TTO NASIL ÇALIŞIR?
Prof. Dr. Alper Çiftci: “TTO’nun aktif çalışmasıyla ve farkındalık yaratmasıyla akademisyenlerin artık projelerini ürün tabanlı vermeye başladıklarını gözlemliyorum.”
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi (TTO); yeni yapılanması ile birlikte çalışmalarına hız vererek akademisyenlere, sanayicilere, girişimcilere ve öğrencilere, ilgili olduğu konularda destek sağlıyor. Akademisyenlere proje ve fonlar konusunda destek olan TTO’yu akademisyenlerin gözünden dinlemek istedik ve hocalarımızın kapısını çaldık. Bu söyleşimizi Ondokuz Mayıs Üniversitesi Veteriner Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Alper Çiftci ile gerçekleştirdik ve kendisine sorularımızı yönlendirdik.
Ergün Alver - Merhaba Hocam. İlk olarak OMÜ-TTO’yu nereden duyduğunuzu ve burasıyla nasıl bağlantı kurduğunuzu öğrenerek başlamak istiyorum.
TTO’dan önce Teknoparkın kuruluşu ile ilgili çalışmalar vardı. Bu çalışmalarla ilgili olarak da özellikle bilim-sanayi iş birliğiyle ilgili kafamda projeler vardı ve bunun hep takibindeydim. Daha sonra Samsun Teknopark kuruldu orayla temasa geçtik. Ama bu anlamda yeterli iş birliği zemini olmadığı ve altyapı olarak bir laboratuvar alanı verilemediği için ondan vazgeçtik. Daha sonra Teknoloji Transfer Ofisi bağlantılı Üniversiteden gelen e-mailler oldu. Bilindiği üzere Teknoloji Transfer Ofisi, Teknopark ile ortak binayı kullanmakta. Teknopark ziyaretleri esnasında oradaki TTO uzmanlarıyla tanıştım. Son olarak ise Kalkınma Bakanlığı projesi teklifi vermeyi düşünüyordum. Projeyi vereceğim esnada, Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Mehmet Kuran Hocamın yanına gitmiştim. Hocamla gerçekleştirdiğimiz kısa sohbet esnasında bana dört beş farklı ekibin de Kalkınma Bakanlığı projesi vermek istediği ve bu şekilde hazırlıklarının olduğu söylendi. Bu şekilde TTO ile iş birliğimiz başladı.
Peki, Hocam OMÜ-TTO’dan hangi konularda destek aldınız ve size katkılarından bahsedebilir misiniz?
OMÜ-TTO’yla Kalkınma Bakanlığı projesinin verilme aşamasında karşılıklı iş birliğine giriştik. Bu aşamada TTO’nun hazırlamış olduğu bir bilgilendirme toplantısı gerçekleştirdik. Tecrübelerimden ötürü beni bu toplantıda, Kalkınma Bakanlığı projesi verilirken nelere dikkat edileceği, projenin nasıl verileceği konusunda bir bilgilendirme toplantısı için davet ettiler. Sonrasında projenin hazırlanma aşamasında ve Üniversitedeki Rektör ve Rektör Yardımcılarımızla ilişkilerimiz boyunca TTO aracı oldu, proje verilme aşamasına kadar tüm bu süreçte iş birliği içerisinde hareket ettik.
Güzel ve örnek olacak bir iş birliği olmuş Hocam. Peki, bu süreçlerden sonra OMÜ-TTO’dan beklentileriniz neler?
Kurduğumuz ilişkinin kaybolmaması en büyük beklentim. Bir diğer beklentimiz ise TTO’nun neler yaptığının iyi bir şekilde tanıtılması. Fakültelerde toplantılar düzenleniyor ki bu iyiye işaret. Yine geçenlerde yurt dışı fonlarla alakalı bir bilgilendirme günü yapıldı. Bu şekilde sürekli olarak akademisyenleri teşvik etmek ve işlerimizi biraz daha kolaylaştırmak, yanı sıra da karşılıklı bilgi alışverişinde bulunmak amaçlandı. Çünkü ulusal ve uluslararası çok fazla proje kaynağı var ve bu proje kaynaklarının verilmesi ancak projelerin teknolojiye ve ürüne dönüşmesi ile gerçekleşebiliyor. Artık sıradan bir durum belirleme çalışmaları desteklenmiyor, aksine mutlaka bir ürün geliştirilmesi bekleniyor. İşte bu farkındalığın oluşturulması bakımından da özellikle TTO’ya çok iş düşüyor. Ekip olarak bizim hedefimiz; Üniversitemize “yerli aşı” geliştirme kapsamında gelişmiş bir AR-GE merkezi kurmak. Bunun için de kaynak sağlama çabalarımız TTO ile beraber devam etmekte.
Biraz da değişimden bahsetmek istiyorum biraz Hocam. TTO’nun varlığıyla birlikte Üniversitede nasıl bir değişim ve dönüşüm gözlemliyorsunuz?
TTO’nun aktif çalışması ve özellikle farkındalık yaratmasıyla hocaların artık projelerini ürün tabanlı vermeye başladıklarına tanık olmaktayım. Bunun dışında yurt dışı kaynaklarının; TTO’nun tanıtımları vasıtasıyla aktif olarak kullanılma potansiyelinin belirdiğini düşünüyorum. Ulusal ve uluslararası proje imkânlarının tanıtımına devam edilip farkındalık yaratılmasıyla çok daha iyi yerlere gelebileceğini düşünüyorum. Şu an Türkiye’de üniversiteler var, sanayi var. Akademisyen diyor ki; sanayi bizimle iş birliği yapmaz, kaynak ayırmaz. Sanayidekiler de hoca sadece teorik bilir, sahayı bilmez kanaatinde. Arada öyle bir kopukluk var ki, işte bu kopukluğu giderecek olan, bağlantı ve irtibatı sağlayacak olan TTO’dur. Bu tabloyu, sanayicisinden akademisyenine kadar herkes fark etmeli. Bir hassasiyet yaratıp orta noktada buluşabilirsek Üniversitemiz ve dolayısıyla Samsun çok daha farklı konumlarda olacaktır.
TTO’nun bu noktada şöyle temel bir katkısının olduğunu düşünüyorum: Günümüzde Türkiye’de araştırma üniversitesi diye bir kavram söz konusu ve 10 araştırma üniversitesi bu yönde faaliyet gösteriyor. Tüm kaynaklar bu üniversitelere aktarılıyor; projeler, personel ve teknik destek konusunda. Biz neden buna ortak olmayalım? Bunu başarmak için de Üniversitemizin, TTO vasıtasıyla teknolojiye dönüşen ürünlere, yayınlara ihtiyacı vardır. TTO şu an hocalarımızla iş birliği yapıyor zaten. İşte bunlar geliştirdiğimiz ürünlerimiz, ürettiğimiz yayınlarımız ve patentlerimiz diyerek araştırma üniversitesi kimliğine talip olabiliriz. Bir taraftan akademisyen-TTO, diğer yandan da sanayi-TTO iş birliği ile bunu kotarabileceğimizi düşünüyorum. Sonuç olarak, farkındalık oluşturma ve iş birlikleri sayesinde sahip olduğumuz bilgi, birikim ve tecrübelerimizi yerli ve millî ürüne dönüştürebiliriz diye umut ediyorum. Böylece daha ileri ve nitelikli projelerle Üniversitemize katkı sağlanacak ve araştırma üniversitesi olma misyonuna bir adım daha yaklaşılacaktır.
Röportaj: Ergün Alver
OMÜ-TTO Modül 1 Uzmanı
bilgi@samsunteknopark.com
0362 457 56 56