Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ Bölgesi’nde 1992 yılından yaşanan Hocalı Katliamı, Ondokuz Mayıs Üniversitesinde (OMÜ) düzenlenen “26. Yılında Hocalı Katliamı” başlıklı programla anıldı. Program öncesinde saygı duruşunda bulunularak İstiklal Marşı ve Azerbaycan Millî Marşı söylendi.
OMÜ Uluslararası Öğrenci Topluluğunca kampüsteki Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlenen anma etkinliğine; Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mehmet Kuran ve Prof. Dr. Mehmet Ali Cengiz, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’den gelen Yeni Yurt Derneği Başkanı ve Azerbaycan’ın Sesi Dergisi Bakü Temsilcisi Dilber Sultanova, Karabağ gazisi Agil Memmedov, Hocalı Katliamı tanığı ve Hocalı Soykırımı Tanıtım Derneği Kadın Kolları Başkanı Ayna Allahyarkızı, akademisyenler ile yerli ve uluslararası öğrenciler katıldı.
Anma programında uluslararası öğrenciler adına söz alan İlkin Hamitzade katliamda hayatını kaybeden soydaşlarımızı “İşte bizler dile getirilmesi bile korkutucu ve ürpertici olan katliamda yitirdiğimiz vatandaşlarımızı dün unutmadık, bugün unutmuyoruz ve yarın da unutmayacağız. Sen bizimsin, yaşa yaşa Azerbaycan.” sözleriyle yâd etti.
Ardından konuşan Uluslararası Öğrenci Ofisi Danışmanı Prof. Dr. İzzet Akça, tarih sayfalarına kara bir leke olarak geçen ve Azerbaycan Türklerine karşı yapılan insanlık dışı Hocalı Katliamı’nın acılarını kardeş Türk milleti olarak yüreklerinde hissettiklerini, o soğuk gecede katledilen o masum çocuklar ve anneleri ile tüm şehitleri asla unutmayacaklarını vurgularken yapılan kıyımı şiddetle kınadıklarını dile getirdi. Akça konuşmasında Afrin’de devam eden Zeytin Dalı Harekâtı’ndan da bahsederek “Allah ordumuzu korusun ve başarılı eylesin. Operasyonda şehit düşen kahraman Mehmetçiğimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve ülkemize sabırlar, yaralı kardeşlerimize acil şifalar dilerim.” dedi.
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ali Cengiz de Hocalı Katliamı’ndan 2 yıl sonra Yugoslavya’daki Srebrenitsa Katliamı’nın yaşandığını hatırlatarak bu coğrafyalarda yapılan katliamların hazırlanış ve yapılış tarzlarının aynı olduğunu belirtirken şu sözlere yer verdi: “Srebrenitsa Katliamı'nın planlayıcıları ‘Bosnalıları öldürdük’ demedi, ‘Türklerden intikamımızı aldık” şeklinde beyanda bulundular. Dolayısıyla bizim bu katliamları gündeme getirmemiz, dünya kamuoyuna taşımamız çok önemli. Maalesef Hocalı Katliamı’nı şimdiye kadar 5-6 ülke tanıdı, hakeza Srebrenitza Katliamı da öyle. Bu katliamlar dünya gündemine çok basit olaylar olarak geçti. Dolayısıyla her birimizin daha uyanık olması ve bu katliamları asla unutmamamız gerekiyor. Tek millet ve iki devletin yaşadığı bu coğrafya ve bu toprakların etki alanındaki diğer yerler şehitlerimizin kanlarıyla ayakta kaldı. Kaybettiğimiz tüm şehitlerimizi sevgi ve saygıyla anıyorum, Allah rahmet eylesin ve Allah onlarda olan vatan aşkı ve şevkini her birimize nasip etsin.”
Açılış konuşmaları sonrası, program kapsamında Azerbaycanlı Öğrenciler Başkanı İlkin Hüseynli Azerbaycan ile Ermenisten arasında yaşanan çatışma ve savaşın nedenlerini ve tarihî arka planını slaytlar eşliğinde katılımcılarla paylaştı.
“Bugün burada sizlerin karşısında bir Karabağ gazisi ve Hocalı sakini olarak bundan 26 yıl önce yapılan Hocalı Katliamı’na tanık olmak ve bu acıyı paylaşmak benim için çok ağır.” diyerek başlayan Agil Memmedov ise “Ben o katliamı her gün yaşayarak ölüp ölüp diriliyorum. O günleri hatırladıkça katliamı âdeta tekrar tekrar yaşıyorum. Bir gecede 7 bin nüfuslu Hocalı’ya dört bir taraftan acımasızca saldırıp insanlığa karşı akıl almaz bir katliamı gerçekleştirdiler. Savaşın bile bir hukuku, bir kuralı vardır. Ancak Hocalı’da 4-5 yaşındaki çocuklara, masum kadın ve yaşlılara reva görülen bu katliam ve zulüm akıl almaz bir nefretin ve kinin sonucudur.” şeklinde konuştu.
Millet olarak unutkanlığın pençesinde olduğumuza dikkat çeken Karabağ gazisi Memmedov, o nedenle bu acıların tekrar yaşanmaması için geçmişimizi sürekli diri tutmamız gerektiğine işaret ederek “Geçmişte bize karşı oynanan bu oyunları sürekli hafızamızda tutmalıyız ki gelecek neslimiz bu soykırımları yaşamasın. Lütfen o günleri unutmayalım. Türk dünyası olarak birbirimize sıkı sıkıya sarılmamız lazım.” dedi.
Programın bir diğer konuğu Hocalı Katliamı’nın canlı tanıklarından Ayna Allahyarkız da o gün yaşadıkları acı ve trajediye dair duygu ve izlenimlerini katılımcılara aktararak “1992’nin 26 Şubat günü Türk dünyası için hakikaten ağır gündür. O gün bir yerin yerküreden silindiği bir gündür. Azerbaycan Türklerine yaşatılan vahşetin 26. yıl dönümünde karşınızda bir tarihçi ya da bir hikâyeci yok. Ben o günlerde 12 yaşında bir çocuktum ve hiç büyümedim, aynı yaşta kaldım gibi hissediyorum kendimi. Çünkü çocuklarımızı bile öldürdüler. Bu sebeple Türk dünyası olarak sesimizi her yerde haykırmak zorundayız ki bir daha böyle soykırımlara maruz kalmayalım. Hâlâ topraklarımız işgal altında ve şehit olanlarımızın bile cenazeleri bizde değil.” ifadelerini kullandı.
Ardından yaşadıklarını dile getiren Hocalı Katliamı tanıklarından Dilber Sultanova ise program katılımcılarına teşekkürlerini iletip “İnşallah işgal altındaki topraklarımıza geri döneceğiz ve sizlerle orada görüşeceğiz.” diye konuştu.
Programda katılımcılar, Azerbaycanlı öğrencilerin seslendirdiği şiirler ve Hocalı hakkındaki belgeselle duygu dolu anlar yaşadılar.
Etkinlik sonunda ise Azerbaycan’dan gelen konuklar, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mehmet Kuran ve Prof. Dr. Mehmet Ali Cengiz’e beraberinde getirdikleri hediyeleri takdim ettiler.