Uluslararası 100. Yıl Eğitim Sempozyumu, Millî Mücadele’nin başlangıcına tanıklık eden Samsun’da Ondokuz Mayıs Üniversitesinin (OMÜ) ev sahipliğinde başladı.
Bosna Hersek, İtalya, Yunanistan, İran, Azerbaycan, Polonya ve Kosova’dan davetli konuşmacılar ile Türkiye’nin farklı üniversitelerinden akademisyenlerin iştirak ettiği Uluslararası 100. Yıl Eğitim Sempozyumu’nun temalarını; disiplinler arası bir perspektif ışığında eğitim bilimleri ve alan eğitimine yönelik çalışmalar oluşturuyor.
Sempozyumun, OMÜ Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen açılış programına; Samsun Valisi Osman Kaymak, OMÜ Rektörü Prof. Dr. Sait Bilgiç, OMÜ Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Seher Balcı Çelik, Samsun İl Millî Eğitim Müdür Vekili Erdal Aksoy, yurt içi ve yurt dışından gelen akademisyenler, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk, silah arkadaşları ve şehitlerimizin manevi huzurunda saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın söylenmesinin ardından protokol konuşmalarıyla açılışı yapılan sempozyumda ilk olarak söz alan OMÜ Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Seher Balcı Çelik, konuşmasına “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkarak başlattığı Millî Mücadele’nin 100. yılında, ülkemizin geleceğini emanet ettiğimiz gençlerimizin eğitiminde güzel işler başarabilmek adına bu bilimsel ortamda sizlerle bir arada olmanın onurunu yaşıyoruz.” diyerek başladı.
Türkiye’nin 2023 Eğitim Vizyonu’na değinen Dekan Çelik, bu vizyona göre eğitim araştırmacılarının en büyük sorumluluğunun, insanı tüm yönleriyle ele almak olduğunu vurgulayarak “Merhum Aliya İzzetbegoviç bu durumu ‘İnsan, tüm ilimlerin onun hakkında söylediklerinden daha fazlasıdır’ sözleriyle ifade etmektedir. İnsan, anlaşılması güç bir varlıktır. Tek bir bilim dalının sınırları içerisinde insanın eğitimini üstlendiğimizde, onu anlama çabamıza engeller koymuş oluruz. Aynı şekilde eğitim tarihimiz, milletimizin tarih sahnesinde yerini aldığı zamandan bugüne bir bütündür. Millî Mücadele’nin 100. yılından geriye doğru bakmak ve eğitime ilişkin böylesi büyük bütünlük arz eden sempozyumları dikkatle takip etmek bize bu anlayış imkânını sağlayacaktır. Sempozyumumuz, bu duruma odaklanarak eğitimle ilgili her disipline ve temaya yer vermiştir.” dedi.
Sempozyuma yoğun bir ilginin olduğuna dikkat çeken Dekan Çelik, sempozyumun içeriğini ve amaçlarını şu sözlerle özetledi: “2019 Mayıs ayından itibaren kayıt kabulüne başlanan sempozyumumuza, son başvuru tarihine kadar 421’den fazla katılımcı sistem üzerinden kayıt yaptırmıştır. Söz konusu katılımcıların sisteme yükledikleri bildiri özeti sayısı ise 398 olarak gerçekleşmiştir. Sempozyum sergisine 55 eserle farklı ülkelerden 55 sanatçı da katılmıştır. Sempozyum kapsamında ayrıca İl Millî Müdürlüğümüzle iş birliği içerisinde atölye çalışmalarına, söyleşilere, panellere ve eğitimde iyi örneklere ilişkin sunumlara yer verilecektir. Bu veriler, Millî Mücadele’nin 100. yılında düzenlemiş olduğumuz sempozyumumuzun akademik camia tarafından büyük bir ilgiyle karşılandığını göstermektedir. Bu tarz sempozyumların kıymetli yönü; her unvandan araştırmacılar arasında etkileşimi arttırmaktır. 3 gün boyunca eğitime ilişkin neredeyse her konu başlığını masaya yatıracağız. Amacımız; birikimlerimize yeni içerikler kazandırmak, bildiklerimiz üzerinde tartışarak bilimsel araştırmalarımızı güçlendirmek, yeni bakış açılarıyla zenginleşerek yolumuza devam etmek, yanı sıra da eğitimin genel ve özel hedeflerini daha da somutlaştırmaktır.”
Dekan Prof. Dr. Çelik konuşmasını, sempozyuma ilgisini ve desteğini esirgemeyen herkese şükranlarını sunarak tamamladı.
Samsun İl Millî Eğitim Müdür Vekili Erdal Aksoy da eğitim ve eğitim sistemlerine odaklandığı konuşmasında “Eğitim sistemleri, içinden çıktıkları medeniyetler kadar evrensel insanlık değerleriyle harmanlanır. Bugün dünyada iyi eğitim performansı gösteren tüm ülkeler, elde ettikleri başarıyı, geçmişten geleceğe köprüler kurarak merkezine insanı alan kavramsal çerçeveler ve felsefi yaklaşımlarla yakalamışlardır. Eğitimde başarılı görünen her değişim-dönüşüm ve reform, sağlam felsefi yaklaşımlarla desteklenmiştir. Eğitimin ana ögesi ve baş öznesi insandır. İnsana yalnızca rasyonel ve başarmak zorunda olan bir varlık olarak yaklaşmak, sadece bizim tarihimize ve nesiller boyunca aktarılan zengin medeniyet mirasımıza değil, beşerî mirasa da uygun düşmemektedir. Bununla beraber her eğitim sistemi, içinden çıktığı toplumun bir aynasıdır. Toplumlar; 20, 30 veya 50 yıllık dönemlerde çeşitli medeniyetlerce üretilen pratiklerin; hükümlere, normlara ve kurallara dönüşmesiyle açıklanamazlar.” değerlendirmesinde bulundu.
Son yıllarda eğitimin; sadece sınıf geçmeye, sınavları kazanmaya ve iş başarmaya yarayan işlevinin ön planda tutulduğuna şahit olunduğunu vurgulayan Müdür Vekili Aksoy devamında “Oysa tanık olduğumuz bu durum, eğitimin türevsel sonuçlarıdır. Bu pratiklerin kalıplaşması dönemseldir, işlevsel değildir. Eğitim, mekanik değil, insani bir kavramdır. Dolayısıyla eğitimin merkezinde insan yer alır. Bu bakımdan eğitimden önce insanı konuşmaya ihtiyaç vardır. Yol haritamız olan 2023 Eğitim Vizyonu da bu anlayışı yansıtmaktadır.” diye konuştu.
“Kurtuluş mücadelesinin başlangıç adımlarının atıldığı Samsun’da ve o günün adını taşıyan Üniversitemizde böylesine değerli bir sempozyumun düzenlenmiş olmasından dolayı mutluluğumu ifade etmeliyim” diyerek sözlerine başlayan OMÜ Rektörü Prof. Dr. Sait Bilgiç ise konuşmasında eğitimin önemi üzerinde durup "Eğitimin önemi konusunda elbette herkes hemfikir ancak bu kavrama dair takip edilmesi gereken yöntemler ve felsefeler konusunda tabii birtakım farklılıklar ortaya çıkmakta. Atatürk’ün 'Eğitimdir ki bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk hâlinde yaşatır; ya da milleti esaret ve sefalete terk eder' tespiti, eğitimle ilgili söylenmiş en veciz sözlerden biridir. Tabii ki toplumların gelecekleri bugüne dayandığı kadar geçmişe de dayanmaktadır. Toprağa atılan bir tohumun geçirdiği serüven, insanın gelişimi ile esasen benzeşmektedir; tohumun uygun bir toprağa düşüşü ve elverişli şartlarda oluşu gibi. Bir tohumun ya da bir fidanın; nasıl ki kollarımızı kavuşturamayacağımız genişlikte bir gövdeye sahip bir ağaca dönüşerek gökyüzüne yükselişi çarpıcıysa, insanın da doğru bir eğitim sisteminde geçirdiği süreç, geleceği için o derece önemli.” sözlerine yer verdi.
Eğitim sistemiyle ilgili farklı düşünce, tartışma ve uygulamaların sıkça gündeme geldiğini söyleyen Rektör Prof. Dr. Bilgiç, bu durumun istikrarsızlığı beraberinde getirdiğine işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Hakikaten doğru bir yol tutturmamız gerektiği açık bir gerçek. Bu doğru yolu bulmanın da bilim insanlarının, bu konuda kafa yoran eğitim uzmanlarının ve siyasilerin uygun bir zeminde ciddi ve kapsamlı bir çalışmayı gerçekleştirmesine bağlı olduğunu düşünmekteyim. Bu bağlamda sempozyumumuzda gerçekleştirilecek farklı oturumlar ve sunumların bu yönde katkılar vermesini bekliyoruz.”
Üniversitelerin, ülkelerin gelişimindeki işlevini vurgulayan Rektör Bilgiç “Üniversitelerimiz, ülkemizin geleceğinde ve gelişmesinde önemli katkı sağlayacak çalışmalara imza atacaktır. Üniversitelerin bu gayretli çalışmaları, ülkelerin gelişmesinde çok önemli bir rol oynamakta ve dünyanın gelişmiş bütün ülkelerine baktığımızda mutlaka çok gelişmiş ve başarılı üniversitelerin olduğunu görmekteyiz. Ülkemiz de bu yolda çok önemli mesafeler katetmekte ve hakikaten ciddi bir ivme kazanmış durumda. Üniversitelerde gençlerimizi yetiştirirken kendilerine sadece bir lisans diploması teslim ederek değil, aynı zamanda fikirlerini ortaya koyabilecekleri, geliştirebilecekleri, nihayetinde de bir bilgiye ve teknolojiye dönüştürebilecekleri imkânları onlara sunmaya çalışıyoruz ki lisans eğitiminden sonraki hayatlarında daha iyi başlangıçlar yapsınlar.” ifadelerini kullandı.
Katılımcı konukları OMÜ’deki imkânlar, uluslararasılaşma faaliyetleri, iş birlikleri, yürütülen projeler ve inovatif gelişmeler hakkında bilgilendiren Rektör Bilgiç, konuşmasında dış kaynaklı projelerin önemine işaret ederek “Üniversitelerin gerçekten bundan sonraki başarıları, kendi bütçe imkânlarıyla mümkün olmayacaktır zira ancak dış kaynaklarla büyük projeler üretebilmek mümkün olduğundan bizler de bu dış kaynaklı projeleri son derece önemsiyoruz. O nedenle bütün akademisyenlerimizin proje sunmalarını kolaylaştıracak çalışmalar yapmaktayız. Zaten Teknoloji Transfer Ofisimizdeki (TTO) uzman arkadaşlarımızın çalışmaları, Üniversitemizdeki proje sayısını da arttırmaya başladı.” şeklinde konuştu.
Sonrasında kürsüye davet edilen Samsun Valisi Osman Kaymak da sempozyumun, Samsun ve ülkemizde eğitime verilen önemin işareti olduğunu belirterek şöyle konuştu: “100. yıl etkinlikleri çerçevesinde Üniversitemiz tarafından düzenlenen böyle güzel ve anlamlı bir organizasyonun açılışı vesilesiyle aranızda bulunmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Bu sempozyum, şehrimizde ve Üniversitemizde eğitime verilen önemin ve değerin somut göstergelerindendir. Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Millî Mücadele’nin ilk adımının atıldığı ve kurtuluş meşalesinin yakıldığı bir şehir olarak Samsun, eğitim sahasında da yıllardır beklenen başarının yakalanması noktasında ciddi bir potansiyel barındırmaktadır. Hedefimiz, bu potansiyeli en verimli biçimde harekete geçirmektir. Bu hedef doğrultusunda okul öncesi, ilkokul, ortaokul, ortaöğretim ve yükseköğretim düzeyinde hepimize görev düşmektedir.”
Eğitim ve öğretim faaliyetlerinin, toplumdaki her kesim tarafından desteklenmesinin gerekli ve önemli olduğuna vurgu yapan Vali Kaymak sözlerini şöyle tamamladı: “Her birimiz, okulda aldığımız eğitim doğrultusunda çocuklarımız için doğru ve güzel davranışlar ortaya koymalı; onlar için en güzel rol modeller olmalıyız. Bunu başardığımızda büyük umutlarla eğitime yapılan yatırımlar da anlam kazanmış olacaktır. Bu vesileyle huzurlarınızda başta öğretmenlerimiz, öğretim elemanlarımız, öğrencilerimiz, ailelerimiz ve eğitim yöneticilerimiz olmak üzere ülkemizin eğitim-öğretim faaliyetlerinde emeği bulunan herkese gönülden teşekkür ediyorum. 100. Uluslararası Eğitim Sempozyumu vesilesiyle yurt içinden veya yurt dışından gelen değerli misafirlerimize ‘hoş geldiniz’ demek istiyorum Ayrıca Sayın Rektörümüz nezdinde sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçen herkese ve tebliğleriyle sempozyuma katkı sağlayan bütün akademisyenlere şükranlarımı sunuyorum. Millî Mücadele meşalesini yakan Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, geçmişte ve günümüzde milletimiz için can vermiş bütün şehitlerimizi huzurlarınızda rahmetle ve minnetle yâd ediyor, sempozyumun verimli geçmesi ve beklenen sonuçlara ulaşması dileğiyle hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.”
Konuşmaların sonrasındaysa Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Anabilim Dalı Türk Halk Müziği Topluluğu, türkülerden oluşan repertuvarıyla katılımcılara hitap etti.
Sempozyum; Gazi Üniversitesinden Prof. Dr. Hayati Yücel, Prof. Dr. Yücel Gelişli ve Prof. Dr. Bekir Buluç ile Necmettin Erbakan Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Selahattin Avşaroğlu’nun panelist olarak yer aldığı “Millî Mücedele’nin Başlangıcından Günümüze Eğitimde Gelişmeler” adlı panel ile devam etti.
Panel bitiminde panelistlere, adlarını Üniversitede yaşatacak olan fidanların sertifikaları ile ulusal kurtuluş mücadelesini simgeleyen hediyeler takdim edildi.
26 – 28 Ekim 2019 tarihlerini kapsayan Uluslararası 100. Yıl Eğitim Sempozyumu’nda eğitim ve eğitim bilimleri çok farklı boyutlarıyla ele alınacak ve ayrıca atölye çalışmaları, söyleşi, sergi ile eğitimde iyi örnek modellerine yer verilecek.