Samsun Valiliği, Samsun Büyükşehir Belediyesi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi ve Samsun Üniversitesi ortaklığında "Türk Milletinin Yeniden Dirilişi: Büyük Zafer" temalı panel gerçekleştirildi.

Samsun Müzesi'nde düzenlenen panele Samsun Valisi Orhan Tavlı, Garnizon Komutanı Gazi Tümgeneral Davut Alâ, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Mustafa Bakçepınar, İl Emniyet Müdürü Ahmet Arıbaş, SAMÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Salih Kesgin, SAMÜ Genel Sekreteri Doç. Dr. Adem Soruç, OMÜ Rektör Danışmanı Doç. Dr. Şener Şentürk, Gençlik ve Spor İl Müdürü Feyzullah Dereci ve Samsun halkı katıldı.

Samsun Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Selim Ahmetoğlu'nun moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde Ondokuz Mayıs Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kaya Tuncer Çağlayan “30 Ağustos Zaferi ve İngiltere”, Samsun Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Çolak ise “Savaşlara Son Veren Savaş: Büyük Taarruz” başlıklı konuşmalarını gerçekleştirdi.

“Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Millî Mücadeleyi Samsun’dan başlattı.”

OMÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulamaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Kaya Tuncer Çağlayan panelde yaptığı konuşmasında, “102. yıldönümünü kutladığımız 30 Ağustos Başkumandan Meydan Muharebesi, Batılı güçlerin Türk Milletini Anadolu’dan söküp atma projesinin parçalandığı büyük bir zaferle sonuçlanmıştır. Birinci Dünya Savaşına Almanların yanında girmesiyle savaşı 4 yıla uzattığı için Osmanlı Devleti’ni ve Türk Milletini ağır cezalandırmak isteyen İngiltere ve Fransa, imzaladıkları gizli paylaşım anlaşmaları ile Anadolu’nun doğusunda Büyük Ermenistan, batısında Büyük Yunanistan planlarını hayata geçirmek istedi. Ancak Türk Milletinin kahraman evladı Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türk milletinin istiklaline olan düşkünlüğüne güvenerek Millî Mücadeleyi Samsun’dan başlattı. İstanbul’daki pek çok kişinin ve İngilizlerin maceraperest diye yaftaladığı Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları, zoru başararak önce teşkilatlanmayı TBMM şahsında tamamladı sonra ise düzenli orduyu kurdu.” şeklinde konuştu.

“Taarruz planı en ince ayrıntısına kadar düşünüldü.”

Sakarya savaşında taarruz gücü kırılan Yunan işgal kuvvetlerine karşı güçlü bir hazırlık yapıldığını ifade eden Çağlayan “Yaklaşık bir yıl süren bu hazırlık; asker ve subay sayısının artırılması, teçhizatının sağlanması, eğitilmesi ve konuşlandırılmasını içeriyordu. Taarruz planı en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş, hazırlanmış, idare edilmiş ve başarıyla sonuçlandırılmıştır. Dumlupınar’da bulunan yaklaşık 100.000 civarında Yunan askerî gücü 26 Ağustos 1922’de başlayan topçu atışları, süvari ve piyadelerimizin korkusuzca saldırıları karşısında Dumlupınar’a çekilen Yunan ordusunun Meydan Muharebesinde büyük bir kısmı öldürülmüş, bir kısmı esir edilmiştir. Başkomutanları Trikopis ve üst düzey komutanlar esir alınmıştı. Geri kalanlar düzensiz bir şekilde Afyon’dan Uşak, Aydın üzerinden İzmir’e kaçmış, maalesef geçtikleri her yeri yakıp yıkmışlardır. 9 Eylül’de İzmir, artık şanlı Türk bayrağının gölgesindedir. 11 Eylül 1922, Bursa’nın kurtuluşu olmuş; son Yunan askerleri 18 Eylül 1922’de Biga ve Erdek’ten Anadolu’yu terk etmiştir.” dedi.

“Bütün dünyayı şaşırtan bir başarı hikayesi gerçeğe dönüştü.”

Prof. Dr. Kaya Tuncer Çağlayan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Mustafa Kemal Paşa’nın 1 Eylül 1922’de ilettiği “Ordular ilk hedefiniz Akdenizdir, ileri!” emri çok kısa süre içinde bütün dünyayı şaşırtan bir başarı hikâyesini gerçeğe dönüştürmüştür. Bu büyük zaferle Türk ordusu, uzun zamandır Avrupa emperyalizmine karşı galibiyet almış, Dumlupınar’da mağlup olan aslında Yunanlılar değil onları piyon olarak kullanan özellikle Birleşik Krallık olmuştur. Türkiye’nin bölünmüşlük politikasını ısrarla savunan İngiliz Başbakanı Lloyd George istifaya mecbur kalmış, İngiltere ve müttefikleri Yeni Türkiye’yi tanımak ve eşit statüde masaya oturmak zorunda kalmıştır. 30 Ağustos zaferi ile Misak-ı Milli Pan-Helenizmi mağlup etmiştir. Küçük Asya Zaferi ve Bizans’ı ihya etmek, Ayasofya’da imparatorluk tacı giymek hayalleri güden Yunan Kralı Konstantin, zafer yerine Küçük Asya felaketi ile karşılaşınca ülkesinde barınamayıp kaçmış, Yunan Başbakan Gunaris, Yunan Anadolu işgal kuvvetleri Başkomutanı Hacıanesti ve 4 bakan idam edilmiş, eski Yunanistan Başbakanı Venizelos da ülkesini terke mecbur olmuştur.”

“Batının doğulu bir millet tarafından yenilemeyeceği düşüncesi kırılmıştır.”

Bu zaferin Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın sadece Türk Milleti’nin kurtarıcısı olmadığını; bütün Asya ve Afrika’da esir milletlere ilham kaynağı olduğunu gösterdiğini belirten Çağlayan, “Batının doğulu bir millet tarafından yenilemeyeceği düşüncesi kırılmıştır. Mustafa Kemal Paşa’ya İslam’ın Kahraman Çocuğu, İslam’ın Şampiyonu, Serdar-ı Namdar gibi unvanlar verilmiştir. Bu zaferle Türk İstiklal Harbinin en son safhası tamamlanmış, Anadolu’nun sonsuza dek Türk Yurdu olacağı tescillenmiştir. Dumlupınar şehitlerimizin mukaddes ruhları, gazilerimizin kanları millî birlik ve bütünlüğümüzün harcı olmuştur. Bu zaferle modern Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu müjdelenmiş, Gazi Paşa artık sarsılmaz bir liderlik sevgisine mazhar olmuştur. Büyük zaferden sonra tarihe gömülmek istenen Türk milleti, bütün varlığı ile geleceği şekillendirmeye hazır olduğunu bütün dünyaya göstermiş, bu zaferin etkisiyle bir daha Batılılar Anadolu’yu işgale cesaret edememişlerdir.” değerlendirmesinde bulundu.

Katılımcılara teşekkür eden Prof. Dr. Çağlayan, konuşmasını şöyle tamamladı: “Gazi Mustafa Kemal Paşa, Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa, Batı cephesi Komutanı İsmet Paşa 1. Ordu Komutanı Nureddin Paşa, 2. Ordu Komutanı Yakup Şevki Paşa, Süvari Alayı Komutanı Fahrettin Paşa ve bütün komutanlarımızı ve asker ecdadımızı rahmetle ve şükranla anıyor, Büyük Türk Milletinin 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutluyorum. Aziz ruhları Şad Olsun!”