Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Üniversite Konferansları kapsamındaki “Peynir Haritası: Akdeniz Ülkeleri ve Türkiye” konulu konferans, Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) UZEM Konferans Salonunda Prof. Dr. Ali Adnan Hayaloğlu tarafından verildi.
TÜBA Asosiye Üyesi ve İnönü Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Adnan Hayaloğlu’nun konuşmacı olarak yer aldığı konferansa; Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ali Cengiz, Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Harun Albayrak, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
TÜBA’nın tarihi ve yapılan çalışmaların anlatıldığı tanıtım videosu gösteriminin ardından açılış konuşmasını yapan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ali Cengiz “Misafir konuşmacı Prof. Dr. Ali Adnan Hayaloğlu’na katılımından dolayı çok teşekkür ederim. Öğrencilerin yoğun ilgisi bizleri çok memnun etti. Herkes için yararlı bir konferans olmasını diliyorum.” dedi.
Coğrafyanın değişkenliğine bağlı olarak peynir karakteristiğinin farklılık gösterdiğini belirten Prof. Dr. Ali Adnan Hayaloğlu “Tarihsel kayıtlara bakıldığında peynirin ilk yapıldığı yerler olarak Orta Asya, Anadolu ve Mezopotamya’nın merkez oluşturduğunu görüyoruz. Her bölgenin kendine has imalat yöntemi, suyu, havası, bitki örtüsü ve coğrafi özellikleri peynir çeşitlerini doğurur.” diye konuştu.
Peynirin sadece kahvaltılarda tüketilen bir yiyecek olmadığını, peynire felsefi açıdan bakılması gerektiğini vurgulayan Hayaloğlu “Avrupa’daki peynirleri incelediğimizde peynirin kültür, yaşam biçimi, tarih, marka ve değer olduğunu rahatlıkla görebiliriz. Dünya ölçeğine baktığımızda 4 bin çeşit, Fransa 300 çeşit, ülkemizde ise 100 çeşit peynir bulunmaktadır.” ifadelerini kullandı.
Konferansında Türkiye’de en çok üretilen ve tüketilen peynir çeşidi beyaz peynirin de içerisine dâhil olduğu salamura peynir grubunu anlatan Hayaloğlu, konferans kapsamında Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerin peynir haritasını katılımcılarla paylaştı.
Hayaloğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerde yaygın olan peynir grupları; salamurada olgunlaşan peynirler başta olmak üzere, pasta filata tipi (kaşar benzeri) ve tulum benzeri peynirlerdir. Türkiye’deki 100’e yakın peynir çeşidinden yüzde 10’u tescil edilmiştir. Tescil edilen çeşitler üretici birlikleri tarafından değil; ticaret ve sanayi odaları, ticaret borsaları, belediyeler, kalkınma ajansları gibi resmî kurumlarca tescillenmiştir. Bu durum sürdürülebilirliği kısıtlamaktadır ve kontrol mekanizması işletilememektedir. Tescilli peynirler mutlaka Türk Patent logolu olarak pazarlanmalıdır. Peynir konusunda çalışan bilim insanları sektörle iş ve güç birliği yapmalıdır. Proje bütçesi sektör tarafından finanse edilmelidir. Lor, lavaş, çökelek gibi taze tüketilen çeşitler hariç, peynirler en az 45-60 gün kontrollü olgunlaşmanın ardından pazarlanmalıdır. Türkiye, coğrafi olarak küçükbaş hayvan yetiştirmeye elverişlidir ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği teşvik edilmelidir.”
Konferans, akademide yazılmış olan peynir kitaplarının tanıtılması ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ali Cengiz’in Prof. Dr. Ali Adnan Hayaloğlu’na fidan sertifikası takdimiyle sona erdi.