Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümünün düzenlediği “Olmak Üzerine Konuşmak” etkinlikleri kapsamında, tango eğitmeni Ezgi Turmuş Binici, “Tango Zamanı: Tango Felsefesi ve Uygulaması” konulu bir söyleşi gerçekleştirdi.
Sağlık Bilimleri Fakültesi Konferans Salonu'nda gerçekleşen etkinliğe; Hemşirelik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Özen Kulakaç, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Söyleşide tangonun tarihçesi, hissettirdikleri, formları ve felsefesi hakkında bilgi veren Ezgi Turmuş Binici “Tango dünya kültür mirasları arasına girmiş çok özel bir dans. Tango dans edilebilen kederli bir düşüncedir sözü ise tangoyu en iyi tanımlayan söz. Çünkü tangoyu en iyi karşılayan duygu kederdir. Bunun nedenini anlamak için de tangonun tarihçesine bakmak gerekir.” dedi.
Tangonun 1500 ve 1600’lü yıllar arasında, özellikle Afrika, İtalya ve Portekiz’den yoğun göç alan La Boca Limanı'nda doğduğunu kaydeden Ezgi Turmuş Binici “Tango o dönem göç eden, sıla hasreti çeken alt ve işçi sınıfının içinde doğuyor. Daha sonra orta ve üst sınıfa yayılıyor. 1900’lü yılların başında ve 1930’lü yıllarda yaşadığı kırılmalarla eskiden daha hareketli olan tango müziği ve dansı, daha duygusal bir forma giriyor. Bunda da yaşanan sosyolojik sebeplerin etkisi var.” ifadelerini kullandı.
Tangonun insanı geliştiren özellikleri olduğuna da dikkat çeken Binici “Tango karşı tarafı dinlemeyi öğretir. İnsanın, karşı tarafın duygusunu sezip içselleştirmesini sağlayan bir danstır. Ayrıca karşı tarafın sorumluluğunu almayı da öğretir. İnsanı, bedensel ve zihinsel olarak mutlu eder.” diye konuştu.
Tango eğitmeni Ezgi Turmuş Binici’nin, farklı dönem ve türlerde tango uygulama videolarını katılımcılarla paylaşarak yaptığı sunumun ardından şöyleşi sona erdi.