OMÜ’de ‘Suyun Dünü, Bugünü ve Yarını’ Adlı Konferans Gerçekleştirildi
24 Mart 2025, Pazartesi - 15:46
Güncelleme: 24 Mart 2025, Pazartesi - 15:46

OMÜ’lü Öğrenciler Dünya Su Günü’nü Kutladı

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi (ÇEVSAM) ile Çevre Mühendisliği Bölümü tarafından 22 Mart Dünya Su Günü’nde ‘Suyun Dünü, Bugünü ve Yarını’ adlı konferans gerçekleştirildi.

Mühendislik Fakültesinde düzenlenen konferansa Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı ve ÇEVSAM Müdürü Prof. Dr. Nurdan Gamze Turan, DSİ 7. Bölge Müdürlüğü Kalite Kontrol ve Laboratuvar Şube Müdürü Dr. Nazlı Ayyıldız Turan, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı.

Dünya Su Günü’nün bu yılki ana teması: Buzulların Korunması

Konferansın açılışında konuşan Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı ve ÇEVSAM Müdürü Prof. Dr. Nurdan Gamze Turan, Dünya Su Günü’nün bu yılki ana temasının ‘Buzulların Korunması’ olarak belirlendiğini ifade etti. Prof. Dr. Turan, konuşmasında milyarlarca insan için eriyen buzulların su akışlarını değiştirdiğini bunun ise sellere, kuraklıklara, heyelanlara ve deniz seviyesinin yükselmesine neden olduğunu ve ekosistemlere zarar verdiğini söyledi.

“Buzullar, su güvenliği ve iklim dengesi için vazgeçilmezdir”

Prof. Dr. Turan, ‘Buzulların Korunması’ temasıyla buzulların su güvenliği ve iklim dengesi için vazgeçilmez olduğunu, önümüzdeki yıllarda daha geniş bir nüfusun temiz ve güvenilir su kaynaklarına erişim problemi ile karşı karşıya kalacağını vurguladı. Turan, “Sürdürülebilir bir gelecek için küresel su sorununa karşı su kaynaklarımızın korunmasını ve yönetimini sağlamak en öncelikli görevimiz. Gelecekte oluşabilecek risklere karşı bugünden önlemimizi alalım, suyumuzu verimli kullanalım.” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

Davetli konuşmacı olarak konferansa katılan DSİ 7. Bölge Müdürlüğü Kalite Kontrol ve Laboratuvar Şube Müdürü Dr. Nazlı Ayyıldız Turan ise ‘Suyun Dünü, Bugünü ve Yarını’ konulu konferans verdi. 

“Su kaynaklarını en verimli ve tasarruflu bir şekilde kullanmak zorundayız”

Dr. Ayyıldız Turan, “İnsan yaşamı için vazgeçilmez olan suyun, nüfus artışı, sanayileşme, bilinçsiz kullanım ve iklim değişikliği gibi pek çok etken sebebiyle gerek miktar gerekse kalite açısından büyük baskı altında olduğu bilinmektedir. Sahip olduğumuz su kaynaklarını, en verimli ve tasarruflu bir şekilde kullanmak zorunda olduğumuzu unutmamalıyız. Kaynaklarımızı israf etmemeli, gereksiz kullanımının önüne geçmeliyiz. Bu konuda DSİ ve diğer kamu kuruluşları tarafından projeler üretilmekle birlikte, birey olarak bizlere de birtakım görevler düşmektedir. Kendi evimizde alacağımız ufak tedbirlerle yapacağımız her bir damla tasarruf, kendi geleceğimize yatırım olacaktır.” dedi.

Öğrenciler tarafından ilgiyle takip edilen konferans, soru cevaplar ile sona erdi.

22 Mart Dünya Su Günü hakkında

Dünya Su Günü, artan su krizinin, sosyal ve ekonomik kalkınmanın sürdürülebilirliğini tehdit eden bir olgu olduğunu vurgulamaktadır. Su, insanlığın en önemli ortak değeri, hayatımızın en temel ihtiyaçlarından birisidir. Bütün canlılar için en önemli servet olan su, tüm zamanlarda hayatımızın bir parçası olmuş, tarih boyunca insanlar su kaynaklarına yakın bölgelere yerleşerek, su etrafında büyük medeniyetler kurmuşlardır.

Dünya'da mevcut su miktarı yaklaşık 1 400 milyon km3'tür. Bu suyun büyük bir kısmı olan yüzde 97.5'i okyanus ve denizlerde bulunan tuzlu sudur. Geriye kalan yüzde 2.5 oranındaki tatlı suyun tamamına yakını Antarktika ve Grönland gibi kutup bölgelerinde buz örtüsü halinde ve yeraltı sularında depolanmıştır. Ulaşılması en kolay tatlı su kaynakları yüzeysel sulardır. Bu kaynaklarda depolanmış tatlı su toplamın yalnızca yüzde 0.26'sını oluşturmaktadır.

Birleşmiş Milletler Dünya Su konseyi (UNCWW), Dünya Kaynakları Enstitüsü (IWR) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) gibi kuruluşlar 1950'lerde yalnızca birkaç ülkenin su sorunu bulunduğunu, 1990'larda 300 milyon insanın yaşadığı 26 ülkede susuzluk çekildiğini, 2050 yılında ise dünya nüfusunun 2/3'ünün yaşayacağı 66 ülkede, şiddetli su sıkıntısının görüleceğini belirterek küresel su krizinin işaretlerini vermektedirler.