MENU

OMÜ’de 24 Kasım Öğretmenler Günü Coşkuyla Kutlandı
25 Kasım 2019, Pazartesi - 22:08
Güncelleme: 13 Ocak 2020, Pazartesi - 17:05

Ondokuz Mayıs Üniversitesinde (OMÜ) 24 Kasım Öğretmenler Günü; söyleşi, konser ve resim sergisinden oluşan bir dizi etkinlikle kutlandı.

OMÜ Eğitim Fakültesi Konferans Salonu’ndaki etkinliğe; Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Kuran, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Seher Balcı Çelik, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.

Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve şehitlerimizin manevi huzurunda saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı'yla başlayan programda açılış konuşmalarına yer verildi. Hâlen Canik Fatih Temiz Ortaokulunda görev yapan OMÜ mezunu Fen Bilimleri Öğretmeni Akif Özdemir’in söyleşiyle devam eden etkinlik, Müzik Öğretmenliği Anabilim Dalı öğrencileri tarafından verilen konser ile sürdü. Emekli öğretmen Abdullah Dede’nin “100 Yılın Son 50 yılında Bir Eğitimci” adlı resim sergisiyle buluşan katılımcılar keyifli vakit geçirdi.

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Seher Balcı Çelik "Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün biz öğretmenlere ithafen dile getirdiği 'Öğretmenler! Yeni nesli, Cumhuriyet’in özverili öğretmen ve eğitmenleri, sizler yetiştireceksiniz; yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır.' vecizesi Ulu Önder'in, ülkemizin ve milletimizin aydınlık yarınlarına ulaşmasında öğretmenliğe ve öğretmenlere verdiği önemi göstermektedir." dedi.

Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç ise sözlerine eğitimin önemi üzerinde durarak başladı ve öğretmen adaylarına seslenerek "Eğitimin ne kadar önemli olduğunu kabul etmeyenimiz yoktur. Bunun için herhangi bir veciz söz söylemeye bile gerek yok. Siz sevgili öğrencilerimiz bu yolda, bu ülkeye, insanımıza ve insanlığa hizmet etme yolunda başlangıç arifesinde de olsanız bunun en çok fevkinde olanlarsınız." şeklinde konuştu.

"Çok değerli öğretmen ve eğiticilerimiz var, kıymetini bilmeliyiz"

Rektör Bilgiç, nitelikli insan yetiştirilmesinin önemine değindiği konuşmasında "Genelde teknolojik ilerlemede kalıcı ve sürdürülebilir gelişme için 'Makine icat eden makineleri icat etmeliyiz.' denilir. Ama elimizde icat etmemize gerek olmayan çok değerli öğretmenler, eğiticiler grubu var ve bunun kıymetini bilmediğimizde de eğitimde başarıyı yakalamamız zor olabilir. İnsan yetiştirmek, belki farklı meslek alanlarında ihtiyacınız kadar insan yetiştirmek çok zor değil. Belli bir zaman dilimi içerisinde ve imkânlarınız ölçüsünde bunu başarmanız mümkün ama gerçekten toplumun yararına, toplum içerisinde var olmasının o topluma değer kattığı kaliteli insanların sayısını artırmak o kadar kolay değil. Bir toplumun hem değerlerinin farkında olacaksınız hem her insanın bir diğerinden farklılığını, farklı olabildiğini kabul edeceksiniz. Bir fikriniz olacak, fikri olana saygı duyacaksınız. Yaşam tercihleriniz, giyiminiz, kuşamınız, oturuşunuz, kalkışınız ne kadar farklı olsa da toplum içerisinde birlikte yaşamayı kolaylaştıran değerler konusunda ortak bir mutabakat sağlamanın, toplumun geleceği adına ne kadar güven verici olduğunu hepimiz kabul ederiz." ifadelerini kullandı.

“Söylediği ve yaptığı çelişmeyenler, çocuklar için ciddi bir rol modeldir”

Rektör Bilgiç, öğretmenliğin esasen hayatın her boyutunda olduğunu belirtirken devamında "Öğretmenlik sadece bir meslek değil aslında. Profesyonel olarak öğretmenlik mesleğini yapanlarınız var ve hep olacak. Fakat hayatın her safhasında her birimiz, bir şeyler öğrenirken aynı zamanda bir şeyler öğreten konumundayız. Evde çocuğumuz var, iş yerinde arkadaşımız var, esnafla alışveriş yaparken, yahut toplu taşıma aracına binerken yani bulunduğumuz her ortamda duruşumuz, davranışımız, sözümüz ve uyumlu hareketlerimiz bir eğitici rolü yükler hepimize. Çocuğuna 'Dürüst ol, yalan söyleme' diyen bir annenin, telefonda arkadaşını gerçek olmayan bir şeyle yanılttığını gören çocuğun hangisinden etkileneceği açık değil midir? Biz toplum olarak zaman zaman yaşadığımız sıkıntıları dile getirirken hep dışarıda ararız sorunu. Yani bu sıkıntılarda hiç rolümüz yokmuş gibi davranırız ama kendi yaptıklarımızı değerlendirdiğimizde ne kadar çelişkili davranışların olduğunu görebiliriz. Belki söylemek kolay ama yapmak zor, ama biz ağzımızdan çıkanları uygulamayı başardığımız zaman ifade ettiklerimiz zaten doğru olacak. Dolayısıyla söylediklerimizi icra ettiğimiz takdirde de bunların ne kadar etkili olduğunu göreceğiz. Özellikle sevgili öğrencilerimizin, yarın kendilerine emanet edilecek bir sürü yavrumuzla karşılaştıklarında bu hususa çok dikkat etmeleri gerektiğini düşünüyorum. Söylediği ve yaptığı çelişmeyen bir insanın varlığı, o çocuklar için gelecek adına ciddi bir rol modeldir. Böyle insanların sayısını çoğalttığımızda da yeni yetişen neslin, toplumun sağlığı açısından kazanımları çok büyük olacaktır. Çok önemli bir mesleği tercih etmeniz elbette değerli, bu yolda kendinizi çocukların iyi yetişmesinde etkili olacak bilgiyle donatırken davranışlarınızla da bunu bütünleştiren örnek bir insan olma gayretinizi sürdürmenizi tavsiye ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Prof. Dr. Bilgiç, ülke sevgisine vurgu yaparken konuşmasını "Bu topraklara vatan diyebilmemiz için hayatlarını feda edenlerin o büyük fedakârlıklarının yanında, yapacaklarımızın ne kadar küçük kaldığını düşünürsek yapacaklarımızın önemli ve çok kolay olduğunu görebiliriz. Eğer bu ülkeyi seviyorsak bu çaba ve özveriyi göstermeliyiz.” diyerek sürdürdü.

"Vazifemiz; farklılıklara saygı duymak ve bunun gereğini yapmaktır"

Konuşmasının son bölümümü farklılıklara saygı ve hoşgörüye ayıran Prof. Dr. Sait Bilgiç öğrencilere şöyle seslendi: “Bu salonda da olduğu gibi görünüşte biyolojik olarak farklılıklarımız ne kadar çok. Davranışlarımız ve düşüncelerimizde kısmen de olsa farklılıkların olması kaçınılmaz. Herkesi aynı yaratmak gibi bir gücü varken, yüce Yaradan bu kadar çok çeşitlilik ve farklılıkla hayatı var etmiş. O yüzden bu çeşitliliği kabullenmek, buna saygı duymak ve bunun gereğini yapmaktır vazifemiz. Önce birbirimizi anlayacağız ki birbirimizin aynı zamanda eğitilmesine katkı sağlayacağız. Farklı düşünceyi öğreneceğiz ki bizim düşüncemizle kıyasladığımızda belki ‘ben yanılıyorumdur’ diyebileceğiz. Hayatın her alanında bu şekilde bir bakışa sahip insanların varlığını çoğalttığımızda, geleceğimiz daha huzurlu ve daha emin olacak, böylelikle daha güçlü bir ülke olma ihtimalini yükselteceğiz diye düşünüyorum.”

Rektör Bilgiç, konuşmasını "24 Kasım Öğretmenler Gününü'zü kutluyor, geleceğimizin mimarları müstakbel öğretmenler olarak gençlerimize ve ülkemize önemli katkılarınız olmasını temenni ediyorum." diyerek bitirdi.

“Proje sayısını biraz abarttık”

2001 yılında OMÜ Fen Bilimleri Eğitimi Kimya Eğitimi Bölümünden mezun olan Akif Özdemir ise katıldıkları Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Bilim Fuarı, ODİ Elektra Lab Deney Yarışması gibi birçok etkinlikle ilgili bilgi verdi. Canik Fatih Temiz Ortaokulunda da öğretmenlik yapan Özdemir konuşmasında “TÜBİTAK Bilim Fuarı'nda işi biraz abarttık galiba. Burada 25 proje üretmemiz gerekirken Samsun’un plakası olan 55 rakamına ulaşmayı başardık. Fuarda 6 öğretmen ve 80 öğrenci ile birlikte 15 tane robotik kodlamaya imza atarken 40 adet de fen projesi gerçekleştirdik. Sergiyi 3 bine yakın kişi ziyaret etti.” bilgisini paylaştı.

Öğr. Gör. Ayşegül Keleşler Gümüş’ün yönettiği, Öğr. Gör. Dr. Fulya Açıksöz’ün piyanoda eşlik ettiği Müzik Öğretmenliği Anabilim Dalı öğrencilerinin verdiği konser, programa değer katarken, katılımcılar konserin ardından Emekli Öğretmen Abdullah Dede’nin “100 Yılın Son 50 yılında Bir Eğitimci” adlı resim sergisiyle buluştu.

X
Secure Login

This login is SSL protected