25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla Ondokuz Mayıs Üniversitesi Kadın ve Toplum Uygulama ve Araştırma Merkezi (OKTAM) tarafından “Kadına Şiddeti Durdurma ve Önlemede Farkındalık ve Müdahaleler” başlıklı panel düzenlendi.
Panele; OKTAM Müdürü Prof. Dr. Hatice Kumcağız, Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Abbas Türnüklü, Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Meral Atıcı ve Avukat Arabulucu Nur Özden, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Online olarak düzenlenen panelin açılış konuşmasını yapan OKTAM Müdürü Prof. Dr. Hatice Kumcağız; “Aile içinde meydana gelen cinsiyete dayalı, kadın üzerinde baskı ve üstünlük kurmayı amaçlayan; tehdit, dayatma, kontrol içeren psikolojik, cinsel, ekonomik, fiziksel zararla sonuçlanan ve kadının bir birey olarak haklarını ihlal eden her türlü eylem kadına yönelik şiddet olarak ifade edilir. Kadına yönelik aile içi şiddet sadece kadınları olumsuz etkilemekle kalmaz aynı zamanda o ailede yaşayan çocuklar üzerinde de yaşamları boyunca etkisi altında kalacakları olumsuzluklara yol açar. Ailesinde şiddet ortamında yetişen, şiddetin tanığı olan çocukların ihmal ve istismar nedeniyle psikolojik desteğe daha çok gereksinim duymaları, eğitimde daha az başarılı olmaları ve buna bağlı olarak yüksek gelir getiren işlerde çalışma olasılıklarının daha düşük olması söz konusu olabilir” dedi.
Aile içi anlaşmazlıkların yapıcı yönetiminde yüz yüze müzakere önemine vurgu yapan Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Abbas Türnüklü de “Aile içi anlaşmazlık, eşlerden birinin hedefleri, istekleri ve ihtiyaçları diğer eşin, hedefleri, istekleri ve ihtiyaçları ile karşı karşıya gelirse, birbirlerini engellerse, duraklatırsa ya da bozarsa ortaya çıkan durumdur. Eşler arası anlaşmazlıklar yaşanmaya başladığında etkileşimler yapıcı yönetilmez ve dönüştürülmezse sıklıkla olumsuz ve yıkıcı bir yönelim gösterebilmektedir. Dolayısıyla aile yaşamında, eşler arası anlaşmazlıkların doğal ve kaçınılmaz olduğu söylenebilir. Aile içi anlaşmazlıklardan doğan fiziki, duygusal, ekonomik ve maddi sonuçlar nedeniyle aile bireyleri daima farklılıklarını yapıcı-barışçıl bir şekilde, uzlaşarak yönetmenin yollarını aramışlardır. Bu panelle temel amacımız da eşler arasındaki sözlü etkileşimin basit anlaşmazlıklarla başlayıp, psikolojik, sözlü ya da fiziksel şiddete ulaşmaması için aile içi anlaşmazlıkların nasıl yönetileceğini ve dönüştürüleceğini keşfetmektir.
Eşler arasındaki anlaşmazlıkların; psikolojik, sözlü ve fiziksel şiddete ulaşmaması için daha yapıcı ve barışçıl bir yolla nasıl müzakere edileceğinin bilinmesi ve eşlerin müzakere yeterliliklerinin geliştirilmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Abbas Türnüklü “Eşlerin ortak anlaşmazlıklarını yapıcı ve barışçıl yollarla müzakere edebilmeleri için sahip olması gereken birtakım temel prensipler var. Eşinizi sorundan ayrın. Eşinize değil, sorun davranışlara odaklanın. Eşinizin talepleri ve istekleri üzerine değil, çıkarları, ihtiyaçları ve gereksinimleri üzerine odaklanın. Eşinizle, karşılıklı ve ortak kazançlar için seçenekler yaratın. Anlaşmazlık devam ederse, objektif kriterlerin kullanılmasında ısrar edin. Bu prensipleri takip eden eşlerin ortak anlaşmazlıklarını genellikle yapıcı, barışçıl ve onarıcı yollarla yöneteceği düşünülmektedir. “
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Meral Atıcı da Adana Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ve ÇÜ Psikolojik Danışma ve Rehberlik Anabilim Dalı işbirliğiyle, eşine şiddet uygulayan erkeklere yönelik koruyucu, önleyici psiko-eğitim uygulaması planlandıklarını belirtti. Prof. Dr. Meral Atıcı, denetimli serbestlikten yararlanan ve elektronik kelepçe takılan erkeklerin, eşine yeniden şiddet uygulamasını önlenmek için ÇÜ PDR anabilim dalı tarafından yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Adana Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanlığı ile ÇÜ PDR Anabilim Dalı Başkanlığı işbirliği ile şiddet gören kadınlara destek çalışması yapıldığını da ifade eden Prof. Dr. Atıcı “Sonuç olarak, kadına şiddeti durdurma ve önlemede, psikolojik danışma oldukça önemli. Bunun yanında psikoloji alanında uzman akademisyenlerin kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapmaları ve çalışmalarının ülke düzeyinde yaygınlaştırılması gerekmektedir.” şeklinde konuştu.
Avukat Arabulucu Nur Özden’in ise şiddete ilişkin yasal mevzuatlara ilişkin bilgiler verdiği panel genel bir değerlendirmenin ardından sona erdi.