TÜBİTAK 2219 Yurt Dışı Doktora Sonrası Araştırma Burs Programı başvurusu kabul edilen Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Turizm Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Seden Doğan ile Güney Florida Üniversitesi (University of South Florida) Sarasota-Manatee’de misafir araştırmacı olarak yaşadıklarını ve proje başvuru sürecini konuştuk.
TÜBİTAK 2219 Yurt Dışı Doktora Sonrası Araştırma Burs Programı’na başvurmaya nasıl karar verdiniz?
Turizm ve teknoloji üzerine çalışmalar yapıyorum. Özellikle endüstri 4.0 unsurlarının turizm endüstrisine yansımaları üzerine yoğunlaşmaya çalışıyorum. Bunların içinde de örneğin robotlar, otomasyon, yapay zekâ, dronlar, arttırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik gibi birtakım bize yeni olan ve Türkiye’de henüz tam anlamıyla yer etmemiş teknolojiler yer alıyor. Literatür taraması yaptığımızda karşımıza turizm endüstrisinde teknoloji alanında çalışan çeşitli akademisyenler çıkıyor. Bu hocalardan biri de Prof. Dr. Cihan Çobanoğlu. Cihan Hoca, Güney Florida Üniversitesinde uzun senelerdir çalışıyor. Ben kendisiyle kongrede tanışmıştım ve yaklaşık beş senedir de dergisinde asistan editör olarak çalışıyorum. Proje başvurusu fikri, aslında ortak bir fikir olarak çıktı. Türkiye’de yeni olan bu teknolojiler, Amerika’da çok yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanmış bir vaziyette. Cihan Hocam bana “Seden Amerika’ya gelsen de bu alanda birlikte çalışmalar yapsak, nasıl olur?” diye sorduğunda çok mutlu oldum ve kendisiyle bir araştırma konusu belirledik. Bu araştırma konusu üzerinde proje yazma fikri ortaya çıktı.
Bu destekten faydalanmak için Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunun (TÜBİTAK) taslak araştırma önerisine uygun bir araştırma önerisi hazırladınız, davet mektubu aldınız ve ayrıca bazı belgeler hazırladınız. Bu süreçte sizi en çok zorlayan kısım hangisi oldu?
Davet mektubu alma konusunda çok şanslıydım. Çünkü Cihan Hoca’nın bu süreçlerde daha önce deneyimli ve yetkili bir isim olması sayesinde mektubun hazırlanması ve bana ulaştırılması çok hızlı bir şekilde ilerledi. Beni zorlayan proje metninin yazılması oldu. Çünkü TÜBİTAK’ın istediği proje metni çok detaylıydı ve proje metni içerisinde benim de yabancı olduğum kimi unsurlar bulunuyordu. Örneğin “özgün değer” diye bir kavram vardı ve bu özgün değeri anlatmak, gerçek anlamda ifade edebilmek aslında projenizin kabul edilip edilmeyeceği üzerinde çok etkiliydi. Tabii bu noktada çok zorlandığımı söyleyebilirim. Zorlandığım noktada da OMÜ Teknoloji Transfer Ofisinin çok yardımlarını aldım.
Programa başvuru sürecinizde OMÜ-TTO’dan nasıl faydalandınız?
Ben proje metnini yazmadan evvel OMÜ-TTO tarafından düzenlenen iki eğitime katılmıştım. Biri OMÜ-TTO binasında gerçekleşmişti, diğer eğitimde ise OMÜ-TTO uzmanlarını bizim okulumuza davet etmiştik. Kendilerinden eğitim almamıza rağmen işin içine girdiğinizde yani bu proje metnini yazmaya başladığınızda aslında sürecin çok da kolay olmadığını görüyorsunuz. Bu noktada ben TTO ekibinden çok destek aldım. Proje metnini yazdım ve kendilerine ulaştırdım. İnceleyip birtakım düzeltmeler önererek bana geri gönderdiler ve bu süreç, aşağı yukarı dört tur şeklinde devam etti. Dördüncü turun sonunda proje metnimi gerçek anlamda tamamladım diyebilirim. OMÜ-TTO’nun destekleri sayesinde de güzel bir sonuç elde ettim ve projem kabul edildi.
Sizin proje süreciniz ne yazık ki pandemiye denk geldi. Peki, bu süreçte belki araştırma önerisinde hazırladığınız bazı iş planları pandemi sebebiyle gerçekleştirilememiş olabilir. Bu tür durumlar söz konusu oldu mu, eğer söz konusuysa TÜBİTAK’ın bu durumdaki tutumu nasıldı?
Benim proje metninde bahsettiğim uygulamaların hiçbiri şu anda araştırmamın içerisinde yer almıyor maalesef. Çünkü pandemiyle birlikte özellikle Florida, turistik bir eyalet olduğu için turizm sektörü ciddi anlamda etkilendi. Benim proje önerimde, yerinde gözlem yapabilmek adına tesis ziyaretleri (otel işletmeleri) vardı, yüz yüze görüşmeler yapacaktım ve orada konaklayan turistlerle yüz yüze birtakım anketler gerçekleştirecektim. Tabii pandemi sebebiyle bunların hiçbirini gerçekleştirme imkânım olmadı çünkü biz Florida’da yaklaşık şubat ayından beri hep evdeydik. Eylül ayına kadar turizm endüstrisinde bir canlanma yaşanmadı. Bu noktada TÜBİTAK’la neler yapılabileceğine dair bağlantıya geçtim. TÜBİTAK bana “Danışman hocanızla anlaşmaya varacağınız değişiklikleri bize bildirin, değerlendirelim ve size geri dönüş yapalım” dediler. Cihan Hoca’mla ne yapabiliriz diye konuştuk, proje mevcut hâliyle gerçekleştirilemeyecek bir durumdaydı. Birtakım alternatif yöntemler tespit ettik. Bu yöntemleri TÜBİTAK’a, Cihan Hoca’nın detaylı bir şekilde hazırladığı mektupla bildirdik. Detaylı bir şekilde bildirdiğimiz bu mektuba olumlu cevap aldık. TÜBİTAK bizim önerdiğimiz bütün değişiklikleri kabul etti ve projeyi o şekilde devam ettirebildim. Bu anlamda da TÜBİTAK’ın anlayışlı tavrı, beni hem memnun ve mutlu etti hem de projemi tamamlamamı sağladı.
University of South Florida Sarasota-Manatee’de bir ilke imza attınız, bu konuda sizi tebrik ediyoruz. Biraz bu konudan bahsedelim istiyorum. Üniversite tarihinde ilk kez misafir araştırmacıya üstün başarı ödülü verildi ve sizin vesilenizle oldu. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?
Ben hakikaten kendimi doğru şekilde ifade edebildiğimi bu anlamda gördüm. Orada bulunduğum süre zarfında yüksek lisans derslerine misafir olarak katıldım. Çeşitli hocalarla birlikte araştırmalar yaptım, araştırma projemin dışında, araştırmalara katıldım ve bu çalışmalarım sebebiyle Güney Florida Üniversitesinin Turizm Fakültesi, bugüne kadar böyle bir ödülü kimseye layık görmediklerini belirterek bana üstün başarı ödülü verdiler. Dolayısıyla bu hem kendi adıma hem de üniversitem adına çok büyük bir gurur kaynağı. Bu noktada da tekrar dönüp OMÜ-TTO ekibine teşekkür etmem gerekiyor. Onların yardımlarıyla ben bu projenin onayını aldım ve onların yardımları sayesinde Amerika’ya gittim. Üniversitemi ve ülkemi doğru şekilde temsil edebildiğim için de çok mutluyum.