18 Mart, Birinci Dünya Savaşı içinde düşmanın Çanakkale Boğazı’nı geçmek için en ağır saldırıyı yaptığı bir süreçte ecdadımızın nice yokluklar içinde de olsa iman gücüyle savaşarak ve toprağı şehadeti ile sulayarak hem o günümüze hem de bugünümüze damgasını vuran bir azmin ve iradenin doruk noktasıdır.

Anadolu coğrafyasının “bize” ait olduğunu ve ait kalacağını canlarıyla teminat altına alan ve yedi düvele bunu haykıran bir milletin destanıdır, Çanakkale Zaferi.

Fedakârlıklarıyla, cansiparane mücadaleleriyle; anaları için, kardeşleri için, milleti için ve vatanı için yaşamlarını düşmanın topuna ve mermisine siper eden nice kahramanlarımızın ve şehitlerimizin tarihe altın harflerle kazıdığı eseridir, Çanakkale. 

Anaların, saçının teline zarar gelse yüreklerinin sızladığı gencecik evlatlarını vatan için gözünü kırpmadan cepheye yolladığı dillere destan bir özverinin ve millet sevgisinin tezahürüdür, 18 Mart.

Çanakkale, Anadolu’nun her köşesinden bucağından askerimizin “vatan sana canım feda” nidasının yedi düvelin kulaklarını adeta sağır eden bir haykırışıdır.

Bugün bizlere düşen; Çanakkale Zaferi’ndeki zirveye ulaşan birlik ve beraberlik ritmini Türkiye için, milletimiz için bugüne taşıyabilme ve bunu sürdürebilme azmini ve kararlılığını aynı tonda her daim muhafaza edebilmektir. Fedakârlığın, sabrın, inancın ve canından feragat eden ama vatanından ve milletinden asla vazgeçmeyen ecdadımızın dokuduğu Çanakkale Ruhu’nu çocuklarımıza, gençlerimize, gelecek kuşaklarımıza ilmek ilmek işleyebilmektir.

Bu duygu ve düşüncelerle; Çanakkale Zaferimizin 102. yıl dönümünü coşkuyla kutluyor ve tüm şehitlerimizi saygı, rahmet ve minnetle yâd ediyorum.

Prof. Dr. Sait Bilgiç
Rektör