Ondokuz Mayıs Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi (OMÜ-TTO); yeni yapılanması ile birlikte çalışmalarına hız vererek akademisyenlere, sanayicilere, girişimcilere ve öğrencilere, ilgili olduğu konularda destek sağlamakta. Akademisyenlere proje ve fonlar konusunda destek olan TTO’yu akademisyenlerimizden dinlemek istedik ve kapılarını çaldık. Bu söyleşimizi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Dilek Çelikler ile gerçekleştirdik ve kendisine sorularımızı yönelttik.
OMÜ-TTO'nun varlığını ve Üniversiteye katkılarını nasıl yorumluyorsunuz?
Üniversitemiz bünyesinde böyle bir teknoloji transfer ofisi olmasından memnuniyet duyuyorum. Çünkü projelerimizi hazırlarken işin uzmanı kişilerden destek alarak bu yolda ilerlemek, bize hem zaman kazandırıyor hem de hazırladığımız projelerin daha sağlam adımlarla ilerlemesini sağlıyor. Aslında Eğitim Fakültesi akademisyenleri olarak bizlerin ‘Teknopark ve TTO’dan nasıl faydalanabiliriz, bunların bize ne gibi katkıları olabilir?’ şeklinde soru işaretleri vardı aklımızda. Fakat Teknopark ve TTO’daki uzman arkadaşlarla tanışarak projelerimiz konusunda yol almaya başlayınca faydalanabileceğimi anladım ve proje konularında çalışmalarıma hız verdim.
Akademisyenlerimiz, ağırlıklı olarak proje konularında TTO’dan faydalanmakta. Siz TTO’dan hangi konularda ve nasıl faydalandınız?
TÜBİTAK 4004 proje başvurum vardı. OMÜ-TTO ile irtibat kurarak projemizin, TÜBİTAK ve diğer proje başvuru merkezlerinin projelerde dikkat ettiği hususları bilen uzmanlar tarafından okunarak değerlendirilmesini istedim. Uzman arkadaşlar projenin hazırlanmasında, projelerin değerlendirilmesinde, yazım hatalarımızda veya TÜBİTAK’ın dikkat ettiği hususlar konusunda bizi aydınlatarak, projelerimizi TÜBİTAK kriterlerine uygun hâle getirmemizde bizlere destek oldular. Biz bu destekleri arkamızda hissederek daha fazla proje yapmak için girişime başladık. Şu an bir Avrupa Birliği projesine başvurmak üzere OMÜ-TTO desteği almaktayız.
OMÜ-TTO’nun Ondokuz Mayıs Üniversitesi akademisyenleri için gerçekleştirdiği dış kaynaklı proje eğitimine katılım sağladınız. Bu eğitimlerle ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Dış kaynaklı proje eğitimi, farklı bakış açıları kazandırarak proje yazımında bizi cesaretlendirdi. Bu eğitim sonrası yapabileceğimiz projelerin varlığının daha fazla olduğunu dikkate alarak doğru yere doğru zamanda doğru konuyla başvurmanın önemiyle proje çalışmalarıma devam etmekteyim. Proje yazılırken nelere dikkat edilmesi gerektiği konusunda ayrıntılarıyla verilen bilgiler, iş paketlerinin oluşturulması, nasıl ilişkilendirileceği ve bunların sonuçları nasıl etkileyeceği gibi bilgileri almak benim açımdan çok verimli oldu. Verilen dış kaynaklı proje eğitiminin çok verimli geçtiğini uzman arkadaşlarla da paylaştım ve eğitimlerden, katılan akademisyenlerin faydalanacağını düşünmekteyim.
Dış kaynaklı proje eğitimlerinin bir bölümü patent konusunu içermekte. OMÜ-TTO’nun patent konusunda farkındalık yarattığını düşünüyor musunuz?
Patentle alakalı eğitim araştırmaları hususunda çok ilgimiz yok diye düşünüyordum. Fakat katıldığımız dış kaynaklı proje eğitimi, patent konusunda bakış açımı değiştirdi. Alan gereği, patente uzak gibi görünsek de aslında yaptığımız araştırmalar sonucunda patent alınabileceği ve bu konuya odaklanmamız gerektiğini düşünüyorum.
OMÜ-TTO’dan beklentileriniz nelerdir?
Avrupa Birliği projesinde ve yapacağımız diğer projelerimizde, daha öncesinde aldığımız desteklerin aynısını alacağımız konusunda şüphem yok. Asıl önemli olan burada daha fazla akademisyenin TTO’dan faydalanarak proje çalışmalarını artırması ve akademisyenlerimizin hem yürütücü hem de araştırmacı olduğu proje sayısında artışın sağlanmasıdır. Üniversitemiz adına artı değerler üretilmeye devam edilmesi, en büyük beklentilerimiz arasında. OMÜ-TTO'nun varlığından memnunum ve her zaman da desteğini alıyoruz. Almaya da devam edeceğimize inanıyorum.
Söyleşi: Ergün Alver / OMÜ-TTO