Ondokuz Mayıs Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi (OMÜ-TTO); çalışmalarına hız vererek akademisyenlere, sanayicilere, girişimcilere ve öğrencilere ilgili olduğu konularda destek sağlıyor. Akademisyenlere, proje ve fonlar konusunda destek olan TTO’yu akademisyenlerimizin bakışı ve değerlendirmeleriyle ele almak istedik ve hocalarımızın kapısını çaldık. Bu söyleşimizin konuğu OMÜ İktisadi İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Miraç Eren.
Hocam, OMÜ-TTO’nun varlığını ve Üniversiteye katkılarını nasıl yorumluyorsunuz?
OMÜ-TTO’yu, yapılan tanıtım toplantıları aracılığıyla öğrendim, varlığı ve fonksiyonunun akademisyenlere sağlayacağı faydaları bu toplantılarda anladım. Toplantıların ardından Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) projemizin, TTO gözüyle değerlendirilmesini sağladık ve TTO’nun bu faaliyetinden çok memnun olduk. Çünkü siz projeyi ne kadar iyi yazdığınızı düşünseniz de TTO’da proje dilinden çok iyi anlayan bir ekip mevcut ve onlar projenize sadece proje olarak bakıyor ve eksikleri daha net görebiliyorlar. Aynı zamanda diğer projeler konusunda da yine bizi aydınlattılar ve gerek veri konusunda gerek resmî yazışmalar konusunda iş yükümüzü olabildiğince azaltan bir yapı olduğunu gözlemledik. Üniversiteye katkısı kesinlikle çok fazla fakat biraz daha tanıtılması gerekiyor. Aslında hocalarımızın çoğu TTO faaliyetlerinin bilincinde değil. Eğer imkânı varsa TTO’nun tek tek akademisyenlerin kapısını çalıp birtakım bilgiler paylaşması gerekir. Amaç ve hedeflerini ortaya koyması ve ne yaptıklarını daha detaylı anlatması gerektiklerini düşünüyorum.
Üniversitemizde akademisyenlerimiz ağırlıklı olarak proje konularında TTO’dan faydalanmakta. Siz TTO’dan hangi konularda ve nasıl yardım aldınız?
Biz de ağırlıklı olarak projeler konusunda destek alıyoruz ve en son 1003 ve 1002 projelerinin değerlendirilmesi konusunda faydalandık ve güzel dönütler aldık. Eksikliklerimizi gördük ve ayrıca bu projelerde ihtiyaç duyulan verilerin temininde bize faydaları dokundu. TTO, proje kültürünü bilen bir ekipten oluştuğu için bundan sonraki süreçte yararlı olmaya devam edecektir. Fakat az önce de beyan ettiğim gibi bence sahaya tam inmeli ve elindeki dokümanlarıyla yaptığı işleri de akademisyenlere anlatmalı ve bu şekilde onlarda bir farkındalık oluşturulmalı. Beklentilerimiz tabii ki sadece TTO’dan değil; proje konusunda çalışan akademisyenlerimizin de TTO ile daha çok bağlantı kurması, proje kültürünün kökleşmesine hizmet edecektir. Dolayısıyla akademisyenlerimiz, projelerini mutlaka TTO’da ilgili birim personeline okutmalı ve ilgili hususlara dikkat etmeliler diye düşünüyorum.
Patent konusunda TTO’nun bir farkındalık yarattığını düşünüyor musunuz?
Ben düşünüyorum ama çoğu hocam bunun farkında değil. Ben işin içine girdikten sonra düşünmeye başladım ve faydasını gördüm. Bu konuda sosyal bilimlerde çok fazla patentle ilgimiz olmadığı için bu disiplinlerde çalışan ve araştıran hocaların bu konuda farkındalığının da az olduğunu düşünüyorum. Bu doğrultuda TTO; sosyal bilimlerde nasıl patent alınabildiğini, akademisyenlere örneklerle sunabilirse ve alınan patentleri tanıtırsa bundan memnun kalırız ve böylelikle de ufkumuzu büyütmüş oluruz. Sosyal bilimciler olarak patent konusuna eğilmemiz gerektiğinin farkındayız ve bunun için biraz harekete geçirilmemiz gerekiyor.