Tarımsal Üretimde Dijital Teknoloji İvme Kazanıyor
05 Nisan 2023, Çarşamba - 12:07
Güncelleme: 05 Nisan 2023, Çarşamba - 12:07

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Eyüp Selim Köksal, Türkiye’de tarımda gerçekleşen dijital dönüşümün doğa ve üretim yapan çiftçiler açısından sağladığı faydaları anlattı.

Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğünün (TAGEM) ‘TAGEM SuET’ sisteminin kurulma sürecinde danışman ekibinde yer alan Prof. Dr. Eyüp Selim Köksal “Ekonomik olarak imkânı olan çiftçiler, artık dijital teknolojilerin tamamını kullanma eğilimindeler.” dedi.

“Suyu etkili, yeterli ve doğru zamanda kullanma gibi bilgilere eldeki verilerden erişebilirsiniz”

Tarımda dijitalleşmenin Türkiye’de olduğu gibi dünyada da son 5 ila 10 yıllık süreçte gündeme geldiğini belirten Prof. Dr. Eyüp Selim Köksal, “Tarımda dijitalleşme denilen süreç; dijital kaynaklardan veri alma, alınan veriyi doğru hesaplama yöntemleriyle bilgiye dönüştürme ve bu bilgiye göre de tarımdaki uygulamaları organize etmektir. Bu tür uygulamalar toprak sürümünden başlar, sonrasında tohum ekimi ve hemen ardından gübreleme süreci, yabani otlar ve hastalıklarla mücadele süreci ve ürün süreci şeklinde devam eder. Adı geçen aşamalar, eldeki bilgiye göre yapıldığı takdirde tarımda dijitalleşmeden bahsedebiliriz. Kendi alanımdan örnek verecek olursam sulama aşamasında aşırıya kaçmamanız gerekir. Dolayısıyla su kıtlığındaki bir süreçte bitkiyi strese sokup verim ve kalitede azalma yaşamazsınız. Suyu etkili, yeterli ve doğru zamanda kullanma gibi bilgilere eldeki verilerden erişebilirsiniz.” diye konuştu.

“İHA’nın ilaçlama ve gübrelemede de büyük faydaları var”

Dijital tarım sürecinde verinin nasıl elde edildiği ve ne tür ekipmanların kullanıldığından söz eden Prof. Dr. Köksal, devamında şöyle konuştu:

“Tarımdaki dijital teknolojilerin başlangıç noktası veriyi kaydetmektir. Bu veri kaynakları; meteorolojik sonuçlar, toprak ve bitki hakkında bilgi veren sensörler, uydu sistemleri ve insansız hava araçlarıdır (İHA). Büyük tarım alanlarında sensör kullanmak pek önerilen ve tercih edilen bir yöntem değil. Büyük tarım alanlarından veri alma, daha çok uydu sistemleriyle gerçekleşiyor. Ama bir yandan da uydudan alınan görüntülerin yeryüzünde ne anlama geldiğini bilmek gerekiyor. Bu noktada da İHA’nın üzerine bağlanan çeşitli kameraların etkinliği çok yüksek. Yani İHA’nın üstüne uydudaki veriyle eş değer veri alabilen kameralar bağladığımızda görüntüleri eşleştirip bölgeyi düzgünce tarayabiliyoruz. Veriyi aldıktan sonra, yükleyebileceğimiz alet ve ekipmanlara ihtiyacımız var. Traktörler bu veriye göre ilaçlama yapabilir ve sulama makinesi bu veriye göre sulama yapabilir. Biz bunu uygulamaya geçirmiş oluyoruz. İHA’nın aynı zamanda ilaçlama ve gübrelemede de büyük faydaları var.”

“Tarım ve Orman Bakanlığı önümüzdeki süreçte dijital teknolojileri kullanma desteği de sağlayacak”

Genel tarımla ilgili politika belirleyen ve yöneten birimlerin söz konusu teknolojiden yararlandığına işaret eden Prof. Dr. Eyüp Selim Köksal, yeni nesil dijital teknolojilerin yaygınlaşması adına Bakanlığın da destek vereceğini vurgulayarak şunları kaydetti:

“Örneğin Tarım ve Orman Bakanlığı teşkilatları, sulama birlikleri ve kooperatifler bu verilerden yararlandıklarında ülkenin tamamında veya sorumlu oldukları bölgeyle ilgili önemli veriler elde ediyor. Ayrıca sulamasından sorumlu olunan sahada dijital teknolojiler sayesinde kimin ne kadar sulama yaptığı da takip edilebilir. Biz 2013 – 2015 yıllarında bu sistemin araştırma geliştirmesinde (AR-GE) çalıştık ve bu teknoloji şu an hazır. Bunun ötesinde gübre noksanlıkları ile ilgili tahminî haritalar da geliştirilebilir ya da bir hastalığın bölgesel manada ne kadar alanı tesir altında bıraktığı da bu teknolojilerle takip edilebilir. Burada belirlenecek politikalar ile verilecek kararlar ve destekler doğrudan çiftçiye etki eder. Çiftçi bu teknolojiyi kullanabilir. Bizler TAGEM ile ‘TAGEM SuET’ sistemini geliştirdik ve bu sistem şu an aktif durumda. Çiftçimiz TAGEM SuET sistemini kullanarak arazisinde ne kadar sulama yapması gerektiğini oradan takip edebilir. Ayrıca, drone satın alan ya da dışarıdan yani bu dronlara sahip şirketlerden hizmet alan çiftçilerimiz de var. Bunlarda veri alma, veriyi bilgiye dönüştürme, ilaçlama, sulama ve tohum ekimi gibi uygulamalar mevcut. Çiftçilerimiz bu saydığımız bütün uygulamalardan yararlanma yönelimindeler. Toplumda, ‘Çiftçi bunlardan anlamaz, geleneksel tarım noktasında takıntılılar’ şeklinde bir algı vardı bu algı büyük oranda kırıldı. Ekonomik olarak imkânı olan çiftçiler dijital teknolojilerinin tamamını kullanma eğilimindeler. Çiftçinin bu eğilimi, Tarım ve Orman Bakanlığında da dijital teknolojileri destekleme yönündeki kararı olgunlaştırdı. Artık anlıyoruz ki Tarım ve Orman Bakanlığı önümüzdeki süreçte sadece tohum, yem ve mazot desteği değil, dijital teknolojileri kullanma desteği de sağlayacak.”

“Türkiye’de tarımda sulama kaynaklarının yüzde 77’si, tarıma ayrılan su kaynaklarının ise yüzde 60’ı israf ediliyor”

Konuşmasında dünyada bazı bölgelerde yaşanan kuraklığa ve bu kuraklığın da giderek artmasına dikkat çeken Prof. Dr. Eyüp Selim Köksal, “28 milyon hektar tarıma elverişli arazimiz var. Bu araziyi, kişilerle ve şahıslarla tek tek inceleme şansımız yok. 28 milyon hektar araziyi uydu sistemleriyle tespit edebiliriz. Kuraklık gerçekleştiğinde bu durumun nereleri ne kadar etkilediğini görebiliriz. Yanı sıra, muhtemel herhangi bir hastalığın ve zararlı tesirinin alansal ve bölgesel olarak nerede ve ne şiddette olduğunu tespit edebiliriz. Sulama yönetiminde artık bundan başka çaremiz yok. Çünkü Türkiye’de tarımda sulama kaynaklarının yüzde 77’si, tarıma ayrılan su kaynaklarının ise yüzde 60’ı israf ediliyor. Her ne kadar ‘damla sulama ve yağmurlama’ sistemlerine geçiyor olsak da maalesef suyu tarlada yönetmek konusunda başarılı değiliz.” değerlendirmesinde bulundu.

“Akan suyu, bitkinin yaprağından atmosfere çıkana kadar takip etmeliyiz”

Türkiye’nin, küresel iklim değişikliğinden bağımsız olarak kuraklık karşısında zaten her zaman risk altında olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Eyüp Selim Köksal, bu risklerin nasıl bertaraf edileceğine dair şöyle konuştu:

“Türkiye’de iklim değişmese de tarımın büyük çoğunluğu, kurak ve yarı kurak dediğimiz iklim bölgesinde yapılıyor. İklim değişikliği olsa da olmasa da biz kuraklıkla sürekli mücadele eden
bir ülkeyiz. Peki, ne yapacağız? Öncelikle kontrol altına aldığımız su kaynaklarımızı çok daha etkin kullanmalıyız. Ülkemizde yaklaşık 50 milyar metreküp su kontrol altında ve yüzde 80’i tarımda kullanılıyorsa bu oran 40 milyar metreküpe eşittir, yüzde 60’ı israf ediliyorsa bu miktar 24 milyar metreküpe tekabül eder. İşte biz barajdan, derin kuyudan ve akarsudan araziye doğru akan suyu bitkinin yaprağından atmosfere çıkana kadar dijital teknolojilerle takip etmek zorundayız. Ancak bu şekilde kuraklıkla mücadele ederiz. Burada yapılacak en önemli faaliyetlerden biri; kimin ne kadar su kullandığının dijital teknolojilerle izlenmesidir. Nasıl ki evlerimizde kullandığımız suyu sayaçlarla ölçüyorsak tarımda da hangi tarlada ne kadar su tüketildiğini, hangi sistemin kullanıldığını bilme zorunluluğumuz var. Her tarlaya bir kamera koyamayacağımıza göre bu süreci dijital teknolojiler ile izleyeceğiz.”

Tarımda, TAGEM SuET’in rolü nedir?

Kısa adı TAGEM SuET olan “Sulama Yönetimi ve Bitki Su Tüketimi Sistemi”nin danışmanlığında yer alan Prof. Dr. Eyüp Selim Köksal, ülkemizde yerli ve millî dijital sulama yönetimi sisteminin ilk ve en önemli adımını teşkil eden bu sistem hakkında ise “TAGEM SuET, Türkiye’nin tamamını kapsayacak şekilde ortalama 30 yıllık meteoroloji verilerini içerisinde barındırıyor. Bu verileri kullanarak Türkiye’nin neresinde hangi bitki olursa olsun ne zaman, ne kadar suya ihtiyacı olduğunu hesaplayabilirsiniz. Yine sistem sayesinde sulama aşamasında hangi bitkiye, hangi bölgede ne kadar su verilmesi gerektiği tespit edilebilir. Hatta sistemde bunların dışında eğer yeteri kadar su varsa ne zaman su verilmesi gerektiği, su yetersizse ne zaman ve ne kadar suya ihtiyaç duyulacağı gibi soruların cevabını da bulabilirsiniz. Bunlardan başka sulama sistemlerinin planlama aşamasındaki kapasite hesaplamaları için de gerekli olan birtakım işlemler de sistem içinde yer alıyor. Bu sistemi kamu kurumları, belediyeler, üniversiteler, sulama birlikleri ve sulama sistemlerine sahip firmalar kullanıyor.” bilgisini paylaştı.

X
Secure Login

This login is SSL protected