Akbank 18.Kısa Film Festivali OMÜ’de Gerçekleştirildi
25 Mayıs 2022, Çarşamba - 08:55
Güncelleme: 25 Mayıs 2022, Çarşamba - 08:55

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İletişim Fakültesi bünyesinde yer alan Sinema ve Düşünce Topluluğu’nun (Sine-Düş) organize ettiği ve çok sayıda öğrencinin katılım gösterdiği etkinlik kampüs alanında bulunan futbol sahasında açık havada düzenlendi.

Öğrencilerin yanı sıra Dekan Yardımcıları Doç. Dr. Ömer Çakın, Dr. Öğr. Üyesi Sinan Kaya, Radyo Televizyon ve Sinema Bölüm Başkanı Doç. Dr. Nursel Bolat, Doç. Dr. Ahmet Oktan, Dr. Öğretim Üyesi Filiz Erdoğan Tuğran ve Arş. Gör. Gülsüm Büşra Çon da gösterime katıldı.

68 ülkeden katılım sağlanan festivalde, 2.081 film arasından yönetmenliğini Ayçe Kartal’ın üstlendiği “Kıyamette İyi Görünmeliyim” filmi ulusalda “En İyi Kısa Film” seçilirken uluslararası kategoride “En İyi Kısa Film” ödülünü yönetmenliğini Adrian Moyse Dullin’in yaptığı “The Right Words” filmi kazandı. Ulusal ve uluslararası kategorilerde mansiyon alan Can Merdan Doğan’ın “Stiletto”, Merve Bozcu’nun “Plastik Rüya”, Olha Zhurba’nın “Dad’s Sneakers” ve Hugo Covarrubias’ın “Bestia” isimli kısa filmleri de gösterime sunuldu.

Bu yıl ilk kez 20 yaş ve altı gençlerin kısa filme olan ilgilerini festival bünyesinde toplayarak bu alanda ki üretimlerini teşvik etmek için başlatılan Genç Bakışlar Yarışması’nda “En İyi Kısa Film” ödülünün sahibi Baturay Tunçat’ın “Gün Işığı” filmi ve mansiyon alan Yunus Emre Akkuş’un “Sessizlik” filmi ile İlayda İşeri’nin “Çeşme” isimli belgeseli de gösterimde yerini aldı.

Gerçek mi yoksa rüya mı?

Festivalin okula gelmesi sürecinde Akbank Film Festivali’ni getirmeyi düşünüp yetkililerle görüştüğünü belirten Doç. Dr. Ahmet Oktan, “Nasıl bir şey gelse güzel olur diye düşünürken aklımıza bu festival geldi ve hemen yetkililer ile görüşme sağladık. Onlarda zaten destek vermeye hazırlardı ve hızlıca filmler gönderildi, afişler hazırlandı, programa dahil edildik ve kısa süre içerisinde etkinliği sağladık. Hızlı bir süreç oldu.” dedi.

Filmler içinde etkilendiği sahnelerden söz eden Oktan, ”Filmler gerçekten oldukça başarılıydı. Son yıllarda kısa filmler oldukça iyi çıkıyor bunu gözlemleyebiliyorum. Etkilendiğim filmlerin önceliği “Plastik Rüya” filmiydi. Orada estetik kaygı yaşayan ve bir takım işlemler yaptıran kadının karşılaştığı sürpriz, aynada kendini gördüğü anlar ilginçti. Rüya ile gerçeklik arasında git gel yaşadım, arada kaldığım oldu. Acaba şu an gerçek mi rüya mı diye arada kalma hali hoşuma gitti ve başarılı buldum.” ifadelerini kullandı.

Kısa film çekmek isteyen öğrencilere tavsiyelerde bulunan Oktan, “Kısa film çekmek isteyen öğrenciler bu alanda öncelikle bir fikre sahip olmalı. Bizim öğrencilerde gördüğümüz eksiklikler iyi karakter veya iyi hikaye çıkarmak konusunda yetersiz kalmaları olabiliyor. Bu eksiklikleri gidermek için bol bol film izlemek ve okumak faydalı olsa bile gündelik hayatında iyi bir gözlemci olmakta önemli. Mutlaka yaşadığımız hayatın içinden fikirler bularak hikayeler ortaya çıkarabiliriz. Bunlar fantastik şeyler dahi olsa karakterler tutarlı bir şekilde oluşursa ortaya oldukça iyi ve kaliteli işler çıkabilir. O sebepten izlemek ve okumak tabi ki önemli ama iyi bir gözlemde bu anlamda oldukça önemlidir.” şeklinde konuştu.

Kısa film çekmek uygun ve daha avantajlı olabiliyor

Kaliteli şekilde çekilmiş kısa filmlerin uzun metrajdan avantajlı hale gelebildiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Filiz Erdoğan Tuğran, ”Çok güzel kısa filmler yapılıyor. Bana göre kaliteli kısa film çekmek uzun metraj film çekmekten her zaman daha avantajlı. Türkiye’de dezavantajları mutlaka oluyor tabii, konu bulmak veya vurucu özellikte film çekmek gibi ancak genelde daha az bütçe ile çekilebildiği için bugün tanıdığımız birçok ünlü yönetmen kısa filmler sayesinde piyasaya adım atıyor. Son dönemlerde bu tarz festivaller ile bu alanın çok geliştiğini düşünüyorum çünkü yönetmenler fon bulabiliyor ya da öğrenciler yönetmenliğe adım atabiliyor ve isimlerini duyurabiliyorlar.” dedi.

Komedi türünde film çekmek tercih edilmiyor diyen Tuğran, “En beğendiğim filmlerden biri “Stiletto” oldu açıkçası çünkü biraz da olsa komedi barındırıyor. Kısa filmlerde çok fazla komedi tercih edilmiyor ve ilginç bir şekilde öğrencilerden de bu anlamda dönüş alamıyoruz. Komedi türünde film çekmek riskli fakat bu filmler dev oyuncularla çekilmiş filmler olduğu için öğrencilerin her zaman bu kadar imkanı olmaması da bu konuda mutlaka etkili oluyor.” ifadelerini kullandı.

Zamanın ruhuna uygun filmler yaratmalılar

Son olarak festival ile alakalı olarak görüşlerini belirten Arş. Gör. Gülsüm Büşra Çon, “Ahmet Oktan hocamızın girişimleri ve Filiz Erdoğan Tuğran hocamızın çabaları ve tabi ki Sinedüş Topluluğu’nun emekleri sayesinde bu önemli festivali fakültemizde gerçekleştirme imkanına kavuştuk. Açık hava sineması bizler için yerinde bir tercih oldu. Sinedüş ekibi bizler için çok güzel bir festival havası yarattı. Filmlerin birçoğu etkileyiciydi. Özellikle yönetmenliğini Can Merdan Doğan’ın yaptığı “Stiletto” filmi ele aldığı konuya bakış açısından oldukça ters köşe yaparak fark yarattı. Öğrencilerimiz de kısa film çekmek için mutlaka bol kısa film izlemeli, ulaşabildikleri senaryoları okuyup zamanın ruhuna uygun filmler yaratmalılar. Kurum ve kuruluşlardan bütçe desteği sağlayarak özellikle oyuncu tercihleri noktesında filmlerinin kalitesini artırmalılar.” şeklinde konuştu.

X
Secure Login

This login is SSL protected