OMÜ Türk Diline ve Kimliğine Sahip Çıkıyor
28 Kasım 2017, Salı - 19:43
Güncelleme: 28 Kasım 2017, Salı - 22:27

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ); Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayelerinde gerçekleştirilen, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türk Dil Kurumu (TDK) ile Uluslararası Kültür Dil ve Edebiyat Derneği (UKDE) iş birliğinde düzenlenen “Dilimiz Kimliğimizdir” başlıklı konferansa ev sahipliği yaptı.

Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Mahir Kalfa’nın konuşmacı olduğu konferans, OMÜ Uzaktan Eğitim Merkezi (UZEM) Konferans Salonu’nda gerçekleştirilirken Rektör Vekili Prof. Dr. Mehmet Ali Cengiz, Samsun İl Turizm ve Kültür Müdür Vekili Ömer Pamuk, Türk Dil Kurumu uzmanları, UKDE temsilcileri, akademik ve idari personel ile çok sayıda öğrenci konferansın katılımcıları arasında yer aldı. Konferans öncesi 2017 Türk Dili Yılı tanıtım filmi de katılımcılarla paylaşıldı.

Amaç Türk dilinin yaşadığı sorunlara ve bunların çözüm yollarına kamuoyunun dikkatini çekmek

Konferansın açılış konuşmasını yapan İl Turizm ve Kültür Müdür Vekili Ömer Pamuk Türkçenin önemi ve hayatiyeti üzerinde durarak “Dünyanın sayılı dillerinden birisi olan ve binlerce yıllık köklü bir geçmişe sahip Türk dilinin son birkaç yüzyılda geçirmiş olduğu değişimler sonucu yaşadığı kimi olumsuzluklara ve bunların çözüm yollarına kamuoyunun dikkatini çekmek amacıyla 2017 yılı, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın himayelerinde alınan bir kararla Türk Dili Yılı olarak ilan edilmiştir.” dedi.

Konferanslar dizisi 7 bölge ve 14 üniversitede düzenleniyor

Müdür Vekili Pamuk, bu bağlamda Türk Dili Yılı ilan edilen 2017’de başta kamu kurum kuruluşları olmak üzere özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının Türkçeyi doğru ve güzel kullanmaları adına Turizm ve Kültür Bakanlığı ve Türk Dil Kurumu öncülüğünde diğer paydaşlarla çok sayıda bilim, kültür ve sanat etkinliklerinin düzenlendiğine dikkat çekerek “Bu farkındalığı yaratmak için Türkiye’nin 7 bölgesinde toplam 14 üniversitede ‘Dilimiz Kimliğimizdir’ konferansları düzenlenmektedir. Bu konferanslardan birinin güzel şehrimiz Samsun’da ve gözbebeğimiz üniversitemizde yapılması bizim için ayrıca önem arz etmektedir. Bu konferanslar ile öğrencilerimizin; kimliğimizin ana unsuru dilimizi doğru, etkili ve güzel kullanmalarına yönelik bir bilinç kazanacaklarına gönülden inanıyorum.” ifadelerini kullandı.

“Dilimizle ilgili zenginliğimiz konusunda hassas davranmalıyız”

Ardından söz alan Rektör Vekili Prof. Dr. Mehmet Ali Cengiz ise böylesine anlamlı ve değerli bir etkinliğe ev sahipliği yapmaktan dolayı çok mutlu olduklarını ve kıvanç duyduklarını belirterek “Akademisyenler olarak çoğumuz, çalışmalarımızı İngilizce üzerinden yürütmek zorunda kalıyoruz maalesef ve bu süreçte bazı bilimsel ve teknolojik kavramların bire bir karşılıklarını bulamıyoruz. Belki de var, ben var olduğunu biliyorum ancak biz onları kullanmıyoruz, unutmuşuz. Üzerinde olduğumuz coğrafya çok büyük bir coğrafya, mensubu olduğumuz kültür çok büyük ve kadim bir kültür. Dolayısıyla dille ilgili zenginliğimizi bilir hâle gelmemiz, bu konuda hassas davranmamız gerekiyor. Hepimizin konferans bitiminde ‘iyi ki bu konferansa gelmişim’ diyeceğinden adım gibi eminim. Herkese teşekkürlerimi sunuyorum.” şeklinde konuştu.

Renkli sözcüklerle etimolojik tahliller

Açılış konuşmaları sonrası konferansını veren Doç. Dr. Mahir Kalfa genel olarak seçmiş olduğu sözcükler üzerinden etimolojik (köken bilimsel) analizler yapıp kelimelerin anlam ve kökenlerini dinleyicilerin dikkatine sunarken Türk dili sahasında çalışanların etimoloji alanında söz sahibi olabilmeleri için farklı dillere hâkim olmaları gerektiğini vurguladı. Bu alanın riskli alanlardan biri olduğunu belirten Doç. Dr. Kalfa “Eğer bu dillere vâkıf değilseniz her an sizi yakalayabilirler. Bundan ötürü etimoloji bizim sahanın riskli alanlarından biridir yani bu alanda fikir beyan ederken ihtiyatlı olmak gerekiyor.” dedi.

Sunumunda Türkçeye etimolojik anlamda katkıda bulunup hizmet etmiş yerli ve yabancı Türkologların eserlerinden örnekler veren Doç. Dr. Mahir Kalfa zaman zaman vahşi etimolojierle karşılaşıldığına işaret ederek devamında “Nedir vahşi etimoloji? Örneğin Amazon Irmağı’nın ‘amma uzun’dan geldiği iddia etmek gibi. Biz buna vahşi etimoloji diyoruz. Dolayısıyla bu konuda araştırma yapmak çok ciddi çaba ve emek istiyor. Eğer bu disiplini ve çabayı gösteremezseniz aramızdaki radarlar her an sizi yakalayabilir.” sözlerine yer verdi.

“Fiilleri sağlam olduğu sürece Türkçeye hiçbir şey olmaz”

Türkçede dönem dönem geçici ve moda olmuş kelime ve ibarelerin farklı mecralarda kullanıldığını hatırlatan Doç. Dr. Kalfa, Türkçenin çok güçlü bir dil olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu: “İşte televizyonlardaki dizilerin etkisiyle bazı sözler ve söz kalıpları dilimize giriyor. Avrupa Yakası diye bir dizi vardı. Orada bir hanım kız ‘oha filan oldum yani’ derdi sürekli. Ama bugün aynı ifadeyi kullansanız size gülerler. Onun için bunlar dilde, gelip geçicidir, modadır. Türkçeye bir şey olmaz, dünyadaki en güçlü dillerden biridir Türkçe. Bir kere fiilleri sağlamdır Türkçenin. Diğer sözcükleri zaman zaman gidiyor gibi gözükse de bir dilin fiilleri, eylemleri sağlam kaldığı sürece hiçbir şey olmaz, bundan korkunuz olmasın.”

“Anne-babalar çocuklarına isim verirken çok dikkat etmeliler”

Konferansında anne-babaların çocuklarına isim verirken dikkatli olması gerektiğine de işaret eden Doç. Dr. Kalfa, bazı özel adlar üzerinden bu durumu şu sözlerle anlattı: “Mesela ‘Gülden’ çiçeklik, vazo anlamına geliyor. Anne-baba çocuğuna bu adı veriyor. Yine ‘Zeyn’ süs anlamına geliyor. Zeynel Abidin; Abidin’in süsü demek. Bu ismi yarıdan kesmişiz, Zeynel kısmını bırakmışız. Yani bu isim ‘Alinin’ gibi bir anlama tekabül ediyor. Adın ne? Alinin, Mehmedin. Böyle yarım bir isim olamaz. Dolayısıyla çocuklarımıza ad verirken çok dikkat etmek gerekiyor. Aynı şekilde geleceğini ipotek altına alan isimler de koymamak lazım. Belki o düşüncede olmayacak o çocuk. Ne yapacaksınız? Geleceğin anne-babalarına buradan seslenmek isterim. ‘Aleyna’ diye bir isim konur mu çocuğa, ‘onun üzerine’ gibi bir anlamı olan. Kısacası bilmeden isimler koymamak gerekiyor.”

Sözlerini “Umarım ve inşallah sizlere faydalı bilgiler aktarabilmişimdir. Bu anlamda sizlere bir ışık olabilirsek ne mutlu bizlere. Beni sabırla dinlediğiniz için hepinize çok teşekkür ediyorum.” diyerek bitiren Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Mahir Kalfa kendisini Samsun’da ağırlayan Ondokuz Mayıs Üniversitesi ve İl Turizm ve Kültür Müdürlüğüne şükranlarını sundu.

Konferans sonrasında, Rektör Vekili Prof. Dr. Mehmet Ali Cengiz konuk akademisyen Mahir Kalfa’ya fidan sertifikasını takdim ederken, konuk akademisyen günün anısına hediyesini İl Turizm ve Kültür Müdür Vekili Ömer Pamuk’tan aldı.

Haber: Sinan Akdoğan

Fotoğraflar: Gökhan Çetin

X
Secure Login

This login is SSL protected