Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İletişim Fakültesinde Üniversiteli Akil Gençlik Topluluğu tarafından “Propaganda ve Medya” konulu söyleşi düzenlendi.
Fakülte Konferans Salonu’nda düzenlenen söyleşiye Sabah Gazetesi Doğu Anadolu Bölge Muhabiri Furkan Nehri konuşmacı olarak katıldı.
Katılımcılar arasında; Rektör Danışmanı ve Gazetecilik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Onur Bekiroğlu, İletişim Fakültesi Dekan Yardımcıları Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Oktan ve Dr. Öğr. Üyesi Sinan Kaya, Akil Gençlik Topluluk Başkanı Resul Kazanbaş, OMÜ Öğrenci Konseyi Başkan Vekili Muhammed Koçhan, Öğrenci Konseyi Başdanışmanı Onur Şen, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci yer aldı.
“İnsanlık hep mücadelelere sahne oldu”
İnsanlık tarihinin başından itibaren hep savaşların olduğunu kaydeden Furkan Nehri “Eskiden insanlar okla kılıçla savaşırken zamanla bu savaşma şekli başka türlere dönüştü. İnsanlar silahları olsa bile kendilerine inanan ve onlarla birlikte olacak insanlara ihtiyaç duymaya başladı. Örneğin Sultan Alparslan, düşman ordusunun zırhlarının sağlamlığından korkan ordusuna, ‘Onların zırhı iyiyse siz de kefen giyin’ demiş, askerlerini er kılıcı ile selamlamış ve ‘Ben de sizdenim’ mesajı vermiş. Onları bu şekilde cesaretlendirerek bir nevi propaganda yapmıştır.” şeklinde konuştu.
“Propaganda Nazi Almanyası’nda katliamları bile normalleştirdi”
Propaganda konusunda ‘Nazi Almanyası’ ve Adolf Hitler’in de önemli bir malzeme barındırdığını ifade eden Nehri “Hitler Avrupa’da 2. Dünya Savaşı’nda yaptığı propagandalar ile halkının desteği aldı. Örneğin o zamanın Propaganda Bakanı olan Joseph Goebbels oluşturduğu politikalarla Hitler’in halk tarafından destek görmesini sağlamıştır. Sürekli propagandaya maruz kalan halk Hitler’in yaptığı her katliamı, her işgali normal karşılıyordu. Hatta Goebbels binlerce insanın ölümüne sebep olan gaz odalarını Hitler’in, askerlerin psikolojisi bozulmasın diye icat ettiğini söyleyerek bu vahşeti bile algı yönetimi yaparak halka kabul ettirdi.” dedi.
“Dünya İslamofobi ile tanıştı”
Amerika’da yaşanan 11 Eylül 2001 saldırıları ile propagandanın ayrı bir boyut kazandığını ve yeni bir propaganda sisteminin geliştiğini belirten Nehri “Amerika’da Dünya Ticaret Merkezi’ne yapılan terör saldırısı ile dünya İslamofobi ile tanıştı. Medya üzerinden yapılan propagandalar ile İslam karşıtlığı başlayarak Orta Doğu’daki Müslüman ülkelere yapılan işgallere zemin hazırlandı. Örneğin Körfez Savaşı zamanında CNN, Kuveyt’te 15 yaşında bir kız çocuğunu kaynak göstererek Saddam Hüseyin’in askerlerinin hastanelere geldiğini ve kuvözdeki bebekleri öldürdüğünü söylediği bir haber yaptı. Bu haberle dünya, Saddam’ın artık yok edilmesi gereken bir tehdit olduğunu düşünmeye başladı. O haberdeki kızın sonradan Kuveyt’in ABD Büyükelçisi'nin kızı olduğu ve o hastaneye hiç gitmediği ortaya çıktı ama iş işten geçmişti. Propagandaya maruz kalan insanlar, o bilgiyi silinmemek üzere beynine kazıdı. Sonraki süreçte de Amerika, Irak’ı işgal edip Saddam Hüseyin’i devirdi.” diye konuştu.
“Günümüzde propagandanın yeni silahı sosyal medyadır”
Furkan Nehri, sosyal medyanın da bir propaganda mecrası olarak kullanılabileceğini belirterek “Arap Baharı” sürecinin aynı zamanda sosyal medya devrimi olarak adlandırıldığını da ifade etti. Nehri, günümüzde propagandanın alan bulduğu yeni silahın ve mecranın sosyal medya olduğunu da söyledi.
Furkan Nehri “Biz ülke olarak sosyal medya propagandasının gücünü en son 15 Temmuz 2016’daki hain darbe girişiminde gördük. Türkiye’de insanların vatanları uğruna belki de yaptıkları ilk sosyal medya eylemi o gece yaşandı. Biz orada sosyal medya propagandasını iyi yönde kullandık ve devletimizin kurtulmasına vesile olduk.” şeklinde konuştu.
Söyleşi, Doç. Dr. Onur Bekiroğlu’nun Furkan Nehri’ye fidan sertifikası takdimi ve toplu fotoğraf çekimi ile son buldu.
Haber: Cengiz Ortataş