MENU

OMÜ; Türk Dünyasından Âşıkları Ağırladı: “Sazımız Var, Sözümüz Var, Size de Bir Diyeceğimiz Var”
17 December 2021, Friday - 02:27
Updated: 20 December 2021, Monday - 13:54

Türk devletlerinin bağımsızlıklarını kazanmasının 30. yılı vesilesiyle Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (OMÜ-TÜRKÇE) tarafından “Türk Dünyası Sazları Buluşuyor” adlı etkinlikte Türk dünyasından halk ozanları bir araya gelerek hünerlerini sergiledi.

OMÜ Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapılan etkinlikte davetli âşıklar Erzurum’dan Serdar Alyakut ve Temel Turabi, Kars’tan Mustafa Aydın, Denizli’den Ozan Nihat Sönmez, Kerkük’ten Ahmet Rıza Mihmani, Kırgızistan’dan Gulira Kasımkulova ve Kazakistan’dan Bekaris Nuriman Türk kültür ve medeniyetinin ayırt edici özelliklerinden olan âşıklık geleneğinden örnekler icra ettiler. Azerbaycanlı âşık Can Gariban ise rahatsızlığından ötürü buluşmaya katılamadı.

Yoğun bir ilginin olduğu etkinliğe; Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cengiz Batuk, Üniversite Genel Sekreter Prof. Dr. Hüseyin Gençcelep, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Şahin, Uluslararası İlişkiler Birimi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Said Kurşunoğlu, akademisyenler, Samsunlu vatandaşlar ile Türk ve yabancı öğrenciler katıldı.

Programın açılış konuşmasını yapan OMÜ-TÜRKÇE Müdürü Prof. Dr. Bekir Şişman, Kazakistan’ın bağımsızlığına kavuşmasından ötürü Kazak öğrencileri Kazakça selamlayarak “Bugün 16 Aralık ve etkinliğimiz Kazakistan’ın bağımsızlık gününe denk geldi. Bundan dolayı Kazakistan’ın bağımsızlık gününü ve bütün Türk Cumhuriyetleri’nin bağımsızlıklarının 30. yılını kutluyorum.” dedi.

OMÜ-TÜRKÇE Müdürü Prof. Dr. Bekir Şişman “Âşıklar, bu milletin çimentosu ve kültürel belleğidir”

Konuşmasında âşıklık geleneğinden bahseden Müdür Prof. Dr. Şişman “Âşıklar, bu milletin çimentosu ve kültürel belleğidir. Gelenek ise yüzlerce yıldır, destan devrinden günümüze kadar kesintisiz olarak sürüp gitmektedir. Âşıklık geleneği, binlerce yıldır ayakta kalmışsa bu, sahip olduğu değerler sayesindedir. Halk dilinin kullanılması, irticalen (doğaçlama) şiirlere yer verilmesi, icrada diyalog ve sazın söze koşulması gibi türlü unsurlarla değişmeden sürmüş ve gelenek hâlini almıştır. Bu fırsatı verdikleri için Sayın Rektörümüze çok teşekkür ediyorum.” sözlerine yer verdi.

Rektör Ünal’dan öğrencilere “Bu etkinliği, sadece akademik bir etkinlik olarak görmeyin; aslında eğitimin doğal bir parçası ve güçlü bir enstrümanı olarak görün”

Sonrasında öğrencilere hitap eden Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal ise bu etkinliklerin artarak ve çeşitlenerek devam etmesini temenni ederek “Birbirimizi tanıma, birbirimizin derdini anlama ve tasasını paylaşma, sevincini paylaşma noktasında iletişim kanallarını güçlendirecek bu tip etkinliklere gerçekten ihtiyacımız var. Düzenlediğimiz bu etkinliği, sadece akademik bir etkinlik olarak görmeyin; aslında eğitimin doğal bir parçası ve güçlü bir enstrümanı olarak görün. Zira bu tür etkinliklerle ufku ve üretkenliğin önünü açmak gerekiyor. Öz güveninizi edinmek en değerli kazanımınız olacaktır. Enerjiyi doğuran, harekettir. Düzenlenecek organizasyonlarla içinizdeki cevheri ortaya çıkarıp çok güzel işler çıkaracağınıza inanıyorum. Bizler eğitiminize destek olacak taleplerinizi hiçbir zaman geri çevirmeyeceğiz.” diye konuştu.

Rektör Ünal, uzun zaman boyunca Rus kültürüne maruz kalan Türk Cumhuriyetleri’nin özünü ve kimliğini bulmasında türküler, ezgiler, hikâyeler, anlatılar, destanlar, masallar vb. kültürel ögelerin önemli bir yer tuttuğunu sözlerine ekledi.

Konuşmaların ardından sahneye davet edilen ozanlardan Temel Turabi, Mustafa Aydın ve Ozan Nihat Sönmez, ‘hoşlama’ ile etkinliğe başlarken akabinde ‘lebdeğmez’ örneğini icra etti. Yaptıkları atışmalarla bu kadim geleneği gözler önüne seren âşıklar, salondaki katılımcılara eğlenceli ve keyifli anlar yaşattı.

Sarıkamış şehitlerini andı

Performansını sergileyen bir diğer âşık Serdar Alyakut, “Ben Erzurum’un Soğanlı Dağları’ndan, bildiğiniz üzere o 90 bin şehidin yattığı yerden geliyorum. Tarihin şöyle bir cilvesi vardır. Oradaki şehitlerin yüzde 90’ı Samsunlu, Ordulu, Rizeli, Giresunlu yani bu yörenin çocukları. Onlar, bizim dağlarda bize emanet. Bugün ben de size mihman olmaya geldim.” derken, okuduğu şiirle Sarıkamış Harekâtı’nda şehit olan askerleri yâd etti.

“Türkistan’dan, Altay’dan geliyorum, Anadolu’yu selamlıyorum” diyen Bekaris Nuriman ise Kazakça bir halk türküsünü seslendirdi. Kültürler arasında bağı ve iletişimi güçlendirmek adına türküleri Türkçe de söylemeye başladığına dikkat çeken Nuriman, Türkiye Türkçesi ile dikkat çekti.

“İşte gidiyorum zülf-i siyahım”

Telafer’den selam getirdiğini belirten Ahmet Rıza Mihmani ise icra ettiği bir Kerkük türküsü ile katılımcılara hitap etti. Telafer’in ezgilerinden örnekler sunan Mihmani, Türk halk müziğinin usta ismi merhum Mahzuni Şerif’in “İşte gidiyorum zülf-i siyahım” türküsüyle de yüreklere dokundu. 

Manas Destanı’ndan bir bölümü Kırgızca okuyarak solo performansını gösteren Kırgızistan’dan Gulira Kasımkulova da daha sonra ünlü ‘Sarı Gelin’ türküsünü Kırgızca ve Türkçe olarak seslendirdi.

Kültürel bir buluşmaya sahne olan programda katılımcı âşıklara teşekkür belgeleri Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cengiz Batuk, Genel Sekreter Prof. Dr. Cengiz Batuk, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Şahin, Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Temiz, OMÜ-TÜRKÇE Müdürü Prof. Dr. Bekir Şişman, Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Kaya Tuncer Çağlayan ve Fen-Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Selçuk Çıkla tarafından takdim edildi.

VİDEO

X
Secure Login

This login is SSL protected