Baharın müjdecisi olan ve Türk dünyasının ortak bayramı özelliğine sahip Nevruz Bayramı vesilesiyle Ondokuz Mayıs Üniversitesi Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (OMÜ-TÜRKÇE) tarafından “Avrasya’nın Bahar Bayramı; Nevruz” konulu konferans düzenlendi.
OMÜ-TÜRKÇE Konferans Salonu’nda düzenlenen ve Merkez Müdürü Prof. Dr. Bekir Şişman’ın konuşmacı olduğu konferansa; eğitmenler ve Türkçe öğrenen uluslararası öğrenciler katıldı.
Konferansının başlangıcında nevruzun sözcük kökeni ve neden 21 Mart’ta kutlandığı üzerinde duran OMÜ-TÜRKÇE Müdürü Bekir Şişman, 3 binden yıldan beridir kutlanan nevruza ilişkin “Nevruz, Farsça nev (yeni) ve rûz (gün) sözcüklerinin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş birleşik bir sözcüktür ve yeni gün anlamına gelmektedir. Güneş, 21 Mart’a kadar Güney Yarım Küre’ye daha çok ısı ve ışık verirken, bu denge 21 Mart’tan sonra Kuzey Yarım Küre lehine döner. Bu nedenle Kuzey Yarım Küre’de yaşayan Orta Asya Türkleri, Anadolu Türkleri ve İranlılar gibi bazı Ön Asya toplulukları, 21 Mart’ı bütün varlıklar için yeniden uyanış günü olarak kabul etmekte ve bugünü Nevruz Bayramı adı altında kutlamaktadırlar.” şeklinde konuştu.
Nevruzun diğer ülkelerde nasıl temsil edildiğinden söz eden Prof. Dr. Şişman, bu eski ritüelin söz konusu halklar için önemini şu sözlerle anlattı:
“Nevruz Bayramı; Balkanlardan Anadolu’ya, Orta Doğu'dan Orta Asya’ya kadar uzanan bu geniş ve kadim coğrafyada - biz buraya Avrasya coğrafyası diyoruz - bilinir ve çeşitli pratiklerle kutlanır. 21 Mart Türklerin, demirden dağları eritip Ergenekon’dan çıkışını temsil eder. Bu hareketlilik, Türkler için tarih sahnesinde yeniden tezahürün bir sembolüdür. Ayrıca İranlılarda ve Orta Doğu halklarında birbirine çok benzer nevruz hikâyeleri vardır. Sizin anlayacağınız, her toplum bir nevruz miti icat etmiştir. Burada asıl olan; her toplumun kendi değerleri ve bağlamı içerisinde baharın gelişini ve tabiatın canlanışını neşe içerisinde kutlamasıdır.”
Sunumunda nevruzun kültürel bir değer olduğunu, herhangi bir siyasi, dinî veya etnik kökene bağlı olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Bekir Şişman, devamında “Nevruz bir kültürel değer ve folklor etkinliğidir; onu dinî, siyasi ve etnik bakımdan değerlendirmek yanlıştır. Hele de nevruzu siyasallaştırarak oradan bir siyasi fayda elde etmeye kalkışmak, nevruzu tam anlamıyla kavrayamamak demektir. Nevruz geçmişte Osmanlıda da kutlanan bir bayramdı. Öyle ki ‘nevruz’ adıyla bir musiki makamı, ‘nevruziye’ denen bir edebî tür ve bir macun çeşidi vardı. Müneccimbaşı, nevruz günü padişaha yeni yıl takvimi sunar, bu arada bahşiş de alırdı ve bu bahşişe ‘nevruziye bahşişi’ denirdi. Cumhuriyet’in ilk yıllarında Ankara’da Atatürk’ün de iştirakiyle nevruz kutlamalarının yapıldığını da biliyoruz. Yani nevruz, bizim kültürümüzde zaten vardı. Orta Asya Türk cumhuriyetlerinin bağımsızlığından sonra nevruzun, Türklerin de bayramı olduğunu yeniden hatırlamış olduk.” değerlendirmesinde bulundu.
Nevruzun evrensel bir bayram olması için değerlendirme ve çalışma yapılması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Bekir Şişman, bu sürece ilişkin “UNESCO'ya 2009 yılında aralarında Türkiye, Azerbaycan, Hindistan, İran, Kırgızistan, Özbekistan ve Pakistan'ın da bulunduğu ortak bir dosya ile başvurulmuş ve aynı yıl UNESCO, nevruzu SOKÜM (Somut Olmayan Kültürel Miras) listesine almış ve 21 Mart, Dünya Nevruz Bayramı olarak tescillenmiştir. Bize düşen; bu bayramı hem bölgesel ortak payda olarak kabul etmek hem de bölgesel kültürün küreselleştirilmesi açısından iyi değerlendirmek olmalıdır. Bu yönüyle Avrasya coğrafyasında bulunan ülkelerin kültürel birlikteliğine, kardeşliğine, yakınlaşmasına ve dayanışmasına da bir vesiledir nevruz.” dedi.
Sunumun ardından etkinlik, OMÜ-TÜRKÇE Müdürü Prof. Dr. Bekir Şişman’ın öğrencilerden gelen soruları yanıtlamasıyla sona erdi.